Eşi ve kardeşiyle aynı sahnede santur konserleri veriyor
Eşi ve kardeşiyle aynı sahnede santur konserleri veriyor
- Şanlıurfa'da 15 yıldır santur çalan Sedat Anar, kardeşi ve eşiyle birlikte konserlere katılıyor - Santuri Sedat Anar: "Sahne çalışmalarımızın yanı sıra birlikte albüm çalışmalarımız da var"
Santuri Sedat Anar, eşi Damla ve kardeşi Selahattin Anar ile yıllardır yurt içinde ve dışında verdikleri konserlerde aynı sahneyi paylaşıyor.
Yaklaşık 15 yıldır santur çalan Sedat Anar, önce kardeşi Selahattin'i, sonra eşi Damla Gürkan Anar'ı sahneye teşvik etti.
Birlikte müzik yapmaya başlayan Anar ailesinden Sedat santur (kanuna benzeyen, tokmakla çalınan bir tür telli çalgı), Selahattin hang drum (metal bir diskten oluşan ve çok katmanlı yapıya sahip müzik aleti) Damla ise erbane (tef benzeri vurmalı çalgı) çalarken TRT Müzik kanalında da "Santurun Sesi" adlı programı icra ediyor.
Santuri Sedat Anar, AA muhabirine, küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgi duyduğunu ve saz çaldığını söyledi.
Üniversite yıllarında tanıştığı İranlı bir arkadaşı aracılığıyla tarihi çok eskilere dayanan santura merak duymaya başladığını ifade eden Anar, tokmakla çalınan ve marjinal ses çıkaran santurun kısa sürede dinleyeni ritmine kaptırdığını dile getirdi.
Birçok uluslararası festivale katıldıklarını ve 30 ülkede konser verdiklerini dile getiren Anar, şöyle konuştu:
"Türkiye'de de konserler vermeye devam ediyoruz. İlk önce ben müzikle haşir neşir oldum. Sokak müzisyenliği yaptıktan sonra kendim sahneye çıkmaya başladım. Sonra çok yetenekli olan kardeşim Selahattin'e erbane öğrettim, şimdi hang drum diye bir çalgı çalıyor, hatta Türkiye'de en iyi icra edenlerden birisidir. Birlikte sahne çalışmalarımızın yanı sıra birlikte albüm çalışmalarımız da var. Selahattin, 2015'ten beri yanımda birlikte müzik yapıyoruz. Eşimin müzisyen olma hikayesi ise bizim biraz onu zorlamamızla oldu. Boğaziçi Üniversitesinde doktora yapıyordu, o süreçte 'sen de gelsen bizle olsan' dedik doğal olarak aynı evde yaşıyoruz o dönem Selahattin de bizimle yaşıyordu. Boş zamanlarımızda prova yaptık, birlikte konser yapalım niyetiyle yola çıktık."
- "Abim benim aynı zamanda hocam"
Selahattin Anar (30), 10 yıldır ağabeyiyle birlikte müzik yaptığını söyledi.
Birlikte müzik yapmalarının kendilerine avantaj sağladığını anlatan Anar, "Birbirimizi iyi hissettiğimiz için ortaya çıkardığımız müziğin de daha iyi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca bu bize bir konfor alanı oluşturuyor, birbirimizi çok iyi tanıyoruz, sahnede neler yapabileceğimizi biliyoruz. Bu yüzden birlikte geliştirip birlikte görülmeye çalışıyoruz. Abim benim aynı zamanda hocam birçok şeyi ondan öğrendim. Bu yüzden onunla müzik yapmak onur ve mutlu edici bir şey." diye konuştu.
- "Aileyiz konuşmadan bile birbirimizi daha iyi anlıyoruz"
Damla Gürkan Anar (36) da hiç aklından geçmediği müziğe eşi sayesinde atıldığını söyledi.
Ailece müzik yapmalarının kendilerine büyük avantaj sağladığını anlatan Anar, şöyle devam etti:
"Sedat ile 8,5 yıldır evliyiz. 7 yıldır da birlikte sahneye çıkıyoruz. Normalde ben akademisyenim, eşimle doktora yaparken tanıştım. Müzisyen olmak aklımda yoktu, bunu planlamamıştım. Sedat'ın ve Selahattin'in teşvikiyle müziğe başladım, bana evde erbane öğrettiler, sonra yavaş yavaş sahneye çıkmaya başladım. Asıl işi sahnede öğrendim diyebilirim, çalmayı, eşlik etmeyi. Birlikte çaldığımız için ailece sahneye çıktığımız için mutluyum, kendimi rahat hissediyorum çünkü biz aileyiz birbirimizin dilinden mimiklerimizden konuşmadan bile birbirimizi anlayabiliyoruz. Bunun çok avantajları var ama benim için en büyük avantajı mesela hiç prova yapmadan sahneye çıkabiliyoruz ve hiç prova yapmadığımız bir şarkıyı bile sadece bakışarak veya mimiklerimizle işaret yaparak çalabiliyoruz. Bu bizim için çok büyük bir rahatlık, büyük bir konfor."
Anne Türkan Anar (63) ise çocuklarının hepsini aynı sahnede görmekten gurur duyduğunu dile getirdi.
(AA)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.