Siirt İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı Gerçekleştirildi

Güncel 22.03.2022 - 17:45, Güncelleme: 22.03.2022 - 17:45 1519+ kez okundu.
 

Siirt İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı Gerçekleştirildi

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından, insan hakları sorunlarını tartışmak ve bilgi ve görüş alışverişinde bulunmak amacıyla; Siirt’te İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı gerçekleştirildi.
Vali Osman Hacıbektaşoğlu, Siirt Valiliği ev sahipliğinde Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK)  tarafından düzenlenen Siirt İnsan Hakları İstişare Kurulu Toplantısına katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan programda Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun tarihçesi ve faaliyetlerinin anlatıldığı bir sinevizyon gösterimi yer aldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK)  ikinci Başkanı Alişan Tiryaki, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu çalışmaları, görevleri ve hedefleri hakkında önemli bilgiler aktardı. Tiryaki konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sözlerimin başından itibaren toplantının hazırlık aşamasından itibaren her türlü desteği veren çok kıymetli Valimize şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca 1. Günden itibaren bize mihmandarlık eden Siirt’in yetiştirdiği Muhammed Ecevit Beye teşekkürlerimi sunuyorum. Malum Türkiye’de İnsan Hakları ile ilgili olarak ilk yapısal çalışmalar 2003 yılında İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının oluşturulması süreci ile başladı. Sonrasında 1993 yılında çerçevesi oluşturulan Ulusal İnsan Hakları Kurullarının oluşması sürecinde Paris Prensipleri temel oluşturdu. Sonrasında 2005 yılından itibaren ülkemizde de Ulusal İnsan Hakları Kurullarının kurulması çalışmaları sürdürüldü. 2012 yılında da Türkiye İnsan Hakları Kurulu kuruldu. 6332 Sayılı Yasa ile 2016 yılına kadar bu çalışmalara devam edildi. 2016 yılında TİHEK kuruldu. 6701 Sayılı yasa ile ve bugüne kadar faaliyetlerini devam ettirdi. Faaliyetlerimizi düzenleyen 6701 Sayılı Kanunun etraflı bir kanun, bunu önümüzde detaylı bir şekilde anlatırsam uzun sürer ama ben ana başlıkta faaliyetlerimizi sizinle paylaşmak istiyorum. Evvela Kurumumuz özerk bir kurum. Mali ve İdari yönden özerk, Cumhurbaşkanlığına bağlı, Cumhurbaşkanlığı ile ilişkili kıldığı Bakan ile birlikte hizmetlerini yürüten Kamu Tüzel kişiliğine haiz bir devlet kurumudur. Bu sebeple bağımsız bir kurum olması sebebiyle de yapıp ettiklerinden kanun çerçevesindeki görevlerini yaparken hiçbir makam merciden emir almıyor, talimat almıyor. Yaptıklarımızı sırayla okursak ve özetleyecek olursak en başta İnsan Haklarının geliştirilmesi, korunması, ayrımcılığın önlenmesine dönük faaliyetlerimiz bizim ana faaliyet alanımızdır. İkincisi ayrımcılık yasağı, insan hakları ihlalleri ile zarara uğradığını iddia eden ihlal incelemesi Kurumumuz tarafından yapılmaktadır. Kurul bir inceleme sonucunda eğer ihlale karar verirse bununla birlikte İdari para cezasına hükmediyor. Bu yönü son derece önemlidir. Üçüncü olarak ta Ulusal Önleme mekanizması kapsamında görev yapmaktayız. Bu ne demektir? Türkiye de özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin bulunduğu yerlere düzenli ziyaretler yaparız. Bu uygulama alanının en geniş yerleri Cezaevleri. Cezaevleri düzenli bir şekilde haberli ve habersiz biçimde ziyaret edilmektedir. Yapılan tespitler, cezaevleri sadece cezaevleri değil en genel uygulama alanı, kadın, çocuk, tutuk evleri, geri gönderme merkezleri, emniyet nezarethaneleri bu kapsamda yine kurumumuz tarafından ziyaret edilmektedir. Bu ziyaretlerde tespit edilen eksiklikler rapora dönüştürülüp ilgililerle paylaşılmakta ve sorunun giderilmesine çalışılmaktadır. Bu anlamda son derece olumlu dönüşler alıyoruz. İnsanların buradaki ihlallerini inşallah sayıları her geçen sene azalacağı kanaatini taşıyoruz Ayrımcılık ihlal sebebiyle zarar gördüğünü iddia eden kişiler her türlü iletişim aracıyla başta kurumumuzun internet ortamındaki sitesine başvurabilirler. Mektupla elektronik ortamda başvurulabilmekte ve kolaylaştırmaktadır. Bir ücret alınmamaktadır. İllerde Valilikler İlçelerde Kaymakamlıklar üzerinden de bu başvurular yapılmaktadır. İhlal incelemeleri sonucunda idari yaptırıma kurul kararlarımız mahkeme denetimine tabidir. İsteyen itiraz edip bunu mahkemelerde yeniden gündem olmasını sağlayabilirler. Önemli faaliyet alanımızdan bir tanesi de YÖK ile işbirliği yaparak Üniversitelerin bünyesinde İnsan Hakları Bölümlerinin açılması, okutulacak derslerin belirlenmesi, içeriklerinin tespit edilmesi yönündeki faaliyetleridir. Aynı şekilde MEB ile işbirliği yapılarak okunacak, okutulacak İnsan Hakları ile ilgili derslerin içerikleri, müfredatları ile ilgili ortak çalışmalar yapmaktayız.” diye konuştu. Vali Hacıbektaşoğlu ise toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun başkan, kurul üyeleri ve diğer temsilcilerini Siirt’te ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek,evliyalar diyarı, kültür ve huzur şehri Siirt’imize hoş geldiniz.” dedi. Siirt’in çağdaş ve yeniliklere açık insanların yaşadığı bir kültür ve medeniyet şehri olduğunu belirten Vali Hacıbektaşoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kendine has gelenek ve göreneklerini koruyup, yaşatan Siirtliler, birlik ve beraberlikten hiç ödün vermeden ebediyete kadar bu topraklarda barış ve huzur içerisinde yaşamaya kararlıdırlar. İlimiz, aynı zamanda hoşgörünün ve sevginin barışla yoğrulduğu, içinde farklı dillerin ve kültürlerin yaşadığı bir kardeşlik şehridir. Bugün ilimizde insan hakları gibi önemli bir konuda ülkemiz çapında bunu idare eden, yönlendiren, bilgilendiren Medeniyetin doğduğu topraklara; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunca İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik bilgilendirme ve eğitim çalışmalarıyla kamuoyunda duyarlılığı ve farkındalığı geliştirme çalışmalarını önemsiyoruz. Hak kavramı insanlıkla birlikte başlayan bir olgudur. Hak kavramı eğer uyulduğu takdirde huzuru, mutluluğu getirecek olan bir kavramdır. Saygı duyulmadığı takdirde, toplumun dengelerini bozacak, anarşiye sebep olacak bir kavram olarak da karşımıza çıkabilir. Dolayısıyla her ülkenin, her ideolojinin temelinde var olması gereken hak kavramını içeren böylesi önemli bir konunun ilimizde konuşulmasından memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Ülkemize gönül gözüyle bakanlar, bu ülkenin renklerini görürler. İdeolojiyle bakanlar, hiç ama hiçbir şey görmezler, sadece karanlığı görürler. Bu ülkenin her bir ferdi birinci sınıf vatandaştır. Bu ülkenin her bir değeri, bu toprakların her bir rengi, bizim hazinemizdir. Ünlü tasavvuf ve halk şairi Yunus Emre ”Yaratılanı Severim Yaradandan Ötürü” derken bizlere Yaradan’ın Yarattığı her şeye hoşgörü ile yaklaşmamızı tavsiye ediyor. Yaradanın yaratmaya değer kıldığı hiçbir şeyi bizlerin hakir görme ve yargılama hakkı yoktur. İşte burada insanı yücelten en önemli unsurlar hoşgörü ve tevazudur. Bizim medeniyetimiz, kültürümüz ve inancımız gereği Cenabı Allah’ın yarattığı insan, en şerefli mahlûktur. Her hakkına riayet edilmesi gereken ve incitilmemesi gereken bir varlıktır. Bizim anlayışımızda kul hakkı diye bir kavram vardır. İnsanlara karşı davranışlarımızda kul hakkına mutlaka riayet etmeniz gerekir ki, bunun hesabını kolay verebilelim. Bu nedenle kalbin kırılması bile önemli bir hak olarak üzerimize yüklenen bir vazifedir.” dedi. Valilik olarak, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusuna büyük önem verdiklerini kaydeden Vali Hacıbektaşğlu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlarken, temel hak ve özgürlüklerini güven içerisinde kullanmalarına imkân tanıyacak ortamı oluşturmak için çaba gösteriyoruz.Bu maksatla, Valiliğimiz bünyesindeki İl İnsan Hakları Kurulu, hak ihlaline uğramış vatandaşlarımızın başvuru ve şikâyetleri için her türlü iletişim araçlarını açık tutarak, hukuki işlemlerin geciktirilmeden yapılması hususundan gereken çalışmaları hassasiyetle yerine getirmektedir.Valiliğimizce oluşturulan insan hakları kurulları, toplumun ve kamu görevlilerinin, haklar konusunda bilinçlenmesi için kentteki sivil toplum örgütleri ve diğer paydaşlarla birlikte özveriyle çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir. Toplantımızın başarılı ve verimli geçmesini temenni ediyor, hepinize sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.” Yapılan konuşmaların ardından iki oturum olarak soru-cevap şeklinde gerçekleştirilen toplantı, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, sosyal ve mesleki kuruluşlar, yükseköğretim kurumları, basın ve yayın kuruluşları, araştırmacılar ve ilgili diğer kişi, kurum ve kuruluşların görüş ve öneri ile sona erdi. Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonunda düzenlenen İstişare toplantısına; Siirt Cumhuriyet Başsavcısı Muhammed Yasin Başbay, Vali Yardımcıları Samet Öztürk, Fatih Kurt, Siirt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Şındak, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Uğur Ertekin, Siirt Baro Başkanı Kenan Bilge, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Doğanay,Türkiye İnsan Hakları Kurul üyeleri, Kurum Müdürleri, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ile basın ve yayın kuruluşlarının temsilcileri katıldı.      
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tarafından, insan hakları sorunlarını tartışmak ve bilgi ve görüş alışverişinde bulunmak amacıyla; Siirt’te İl İnsan Hakları İstişare Toplantısı gerçekleştirildi.

Vali Osman Hacıbektaşoğlu, Siirt Valiliği ev sahipliğinde Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK)  tarafından düzenlenen Siirt İnsan Hakları İstişare Kurulu Toplantısına katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunmasıyla başlayan programda Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun tarihçesi ve faaliyetlerinin anlatıldığı bir sinevizyon gösterimi yer aldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK)  ikinci Başkanı Alişan Tiryaki, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu çalışmaları, görevleri ve hedefleri hakkında önemli bilgiler aktardı.

Tiryaki konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sözlerimin başından itibaren toplantının hazırlık aşamasından itibaren her türlü desteği veren çok kıymetli Valimize şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca 1. Günden itibaren bize mihmandarlık eden Siirt’in yetiştirdiği Muhammed Ecevit Beye teşekkürlerimi sunuyorum. Malum Türkiye’de İnsan Hakları ile ilgili olarak ilk yapısal çalışmalar 2003 yılında İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının oluşturulması süreci ile başladı. Sonrasında 1993 yılında çerçevesi oluşturulan Ulusal İnsan Hakları Kurullarının oluşması sürecinde Paris Prensipleri temel oluşturdu. Sonrasında 2005 yılından itibaren ülkemizde de Ulusal İnsan Hakları Kurullarının kurulması çalışmaları sürdürüldü. 2012 yılında da Türkiye İnsan Hakları Kurulu kuruldu. 6332 Sayılı Yasa ile 2016 yılına kadar bu çalışmalara devam edildi. 2016 yılında TİHEK kuruldu. 6701 Sayılı yasa ile ve bugüne kadar faaliyetlerini devam ettirdi. Faaliyetlerimizi düzenleyen 6701 Sayılı Kanunun etraflı bir kanun, bunu önümüzde detaylı bir şekilde anlatırsam uzun sürer ama ben ana başlıkta faaliyetlerimizi sizinle paylaşmak istiyorum. Evvela Kurumumuz özerk bir kurum. Mali ve İdari yönden özerk, Cumhurbaşkanlığına bağlı, Cumhurbaşkanlığı ile ilişkili kıldığı Bakan ile birlikte hizmetlerini yürüten Kamu Tüzel kişiliğine haiz bir devlet kurumudur. Bu sebeple bağımsız bir kurum olması sebebiyle de yapıp ettiklerinden kanun çerçevesindeki görevlerini yaparken hiçbir makam merciden emir almıyor, talimat almıyor. Yaptıklarımızı sırayla okursak ve özetleyecek olursak en başta İnsan Haklarının geliştirilmesi, korunması, ayrımcılığın önlenmesine dönük faaliyetlerimiz bizim ana faaliyet alanımızdır. İkincisi ayrımcılık yasağı, insan hakları ihlalleri ile zarara uğradığını iddia eden ihlal incelemesi Kurumumuz tarafından yapılmaktadır. Kurul bir inceleme sonucunda eğer ihlale karar verirse bununla birlikte İdari para cezasına hükmediyor. Bu yönü son derece önemlidir. Üçüncü olarak ta Ulusal Önleme mekanizması kapsamında görev yapmaktayız. Bu ne demektir? Türkiye de özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin bulunduğu yerlere düzenli ziyaretler yaparız. Bu uygulama alanının en geniş yerleri Cezaevleri. Cezaevleri düzenli bir şekilde haberli ve habersiz biçimde ziyaret edilmektedir. Yapılan tespitler, cezaevleri sadece cezaevleri değil en genel uygulama alanı, kadın, çocuk, tutuk evleri, geri gönderme merkezleri, emniyet nezarethaneleri bu kapsamda yine kurumumuz tarafından ziyaret edilmektedir. Bu ziyaretlerde tespit edilen eksiklikler rapora dönüştürülüp ilgililerle paylaşılmakta ve sorunun giderilmesine çalışılmaktadır. Bu anlamda son derece olumlu dönüşler alıyoruz. İnsanların buradaki ihlallerini inşallah sayıları her geçen sene azalacağı kanaatini taşıyoruz Ayrımcılık ihlal sebebiyle zarar gördüğünü iddia eden kişiler her türlü iletişim aracıyla başta kurumumuzun internet ortamındaki sitesine başvurabilirler. Mektupla elektronik ortamda başvurulabilmekte ve kolaylaştırmaktadır. Bir ücret alınmamaktadır. İllerde Valilikler İlçelerde Kaymakamlıklar üzerinden de bu başvurular yapılmaktadır. İhlal incelemeleri sonucunda idari yaptırıma kurul kararlarımız mahkeme denetimine tabidir. İsteyen itiraz edip bunu mahkemelerde yeniden gündem olmasını sağlayabilirler. Önemli faaliyet alanımızdan bir tanesi de YÖK ile işbirliği yaparak Üniversitelerin bünyesinde İnsan Hakları Bölümlerinin açılması, okutulacak derslerin belirlenmesi, içeriklerinin tespit edilmesi yönündeki faaliyetleridir. Aynı şekilde MEB ile işbirliği yapılarak okunacak, okutulacak İnsan Hakları ile ilgili derslerin içerikleri, müfredatları ile ilgili ortak çalışmalar yapmaktayız.” diye konuştu.

Vali Hacıbektaşoğlu ise toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun başkan, kurul üyeleri ve diğer temsilcilerini Siirt’te ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti ifade ederek,evliyalar diyarı, kültür ve huzur şehri Siirt’imize hoş geldiniz.” dedi.

Siirt’in çağdaş ve yeniliklere açık insanların yaşadığı bir kültür ve medeniyet şehri olduğunu belirten Vali Hacıbektaşoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kendine has gelenek ve göreneklerini koruyup, yaşatan Siirtliler, birlik ve beraberlikten hiç ödün vermeden ebediyete kadar bu topraklarda barış ve huzur içerisinde yaşamaya kararlıdırlar. İlimiz, aynı zamanda hoşgörünün ve sevginin barışla yoğrulduğu, içinde farklı dillerin ve kültürlerin yaşadığı bir kardeşlik şehridir. Bugün ilimizde insan hakları gibi önemli bir konuda ülkemiz çapında bunu idare eden, yönlendiren, bilgilendiren Medeniyetin doğduğu topraklara; Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunca İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik bilgilendirme ve eğitim çalışmalarıyla kamuoyunda duyarlılığı ve farkındalığı geliştirme çalışmalarını önemsiyoruz. Hak kavramı insanlıkla birlikte başlayan bir olgudur. Hak kavramı eğer uyulduğu takdirde huzuru, mutluluğu getirecek olan bir kavramdır. Saygı duyulmadığı takdirde, toplumun dengelerini bozacak, anarşiye sebep olacak bir kavram olarak da karşımıza çıkabilir. Dolayısıyla her ülkenin, her ideolojinin temelinde var olması gereken hak kavramını içeren böylesi önemli bir konunun ilimizde konuşulmasından memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Ülkemize gönül gözüyle bakanlar, bu ülkenin renklerini görürler. İdeolojiyle bakanlar, hiç ama hiçbir şey görmezler, sadece karanlığı görürler. Bu ülkenin her bir ferdi birinci sınıf vatandaştır. Bu ülkenin her bir değeri, bu toprakların her bir rengi, bizim hazinemizdir. Ünlü tasavvuf ve halk şairi Yunus Emre ”Yaratılanı Severim Yaradandan Ötürü” derken bizlere Yaradan’ın Yarattığı her şeye hoşgörü ile yaklaşmamızı tavsiye ediyor. Yaradanın yaratmaya değer kıldığı hiçbir şeyi bizlerin hakir görme ve yargılama hakkı yoktur. İşte burada insanı yücelten en önemli unsurlar hoşgörü ve tevazudur. Bizim medeniyetimiz, kültürümüz ve inancımız gereği Cenabı Allah’ın yarattığı insan, en şerefli mahlûktur. Her hakkına riayet edilmesi gereken ve incitilmemesi gereken bir varlıktır. Bizim anlayışımızda kul hakkı diye bir kavram vardır. İnsanlara karşı davranışlarımızda kul hakkına mutlaka riayet etmeniz gerekir ki, bunun hesabını kolay verebilelim. Bu nedenle kalbin kırılması bile önemli bir hak olarak üzerimize yüklenen bir vazifedir.” dedi.

Valilik olarak, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusuna büyük önem verdiklerini kaydeden Vali Hacıbektaşğlu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

“Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlarken, temel hak ve özgürlüklerini güven içerisinde kullanmalarına imkân tanıyacak ortamı oluşturmak için çaba gösteriyoruz.Bu maksatla, Valiliğimiz bünyesindeki İl İnsan Hakları Kurulu, hak ihlaline uğramış vatandaşlarımızın başvuru ve şikâyetleri için her türlü iletişim araçlarını açık tutarak, hukuki işlemlerin geciktirilmeden yapılması hususundan gereken çalışmaları hassasiyetle yerine getirmektedir.Valiliğimizce oluşturulan insan hakları kurulları, toplumun ve kamu görevlilerinin, haklar konusunda bilinçlenmesi için kentteki sivil toplum örgütleri ve diğer paydaşlarla birlikte özveriyle çalışmalarını sürdürmeye devam edecektir. Toplantımızın başarılı ve verimli geçmesini temenni ediyor, hepinize sevgi ve hürmetlerimi sunuyorum.”

Yapılan konuşmaların ardından iki oturum olarak soru-cevap şeklinde gerçekleştirilen toplantı, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, sosyal ve mesleki kuruluşlar, yükseköğretim kurumları, basın ve yayın kuruluşları, araştırmacılar ve ilgili diğer kişi, kurum ve kuruluşların görüş ve öneri ile sona erdi.

Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonunda düzenlenen İstişare toplantısına; Siirt Cumhuriyet Başsavcısı Muhammed Yasin Başbay, Vali Yardımcıları Samet Öztürk, Fatih Kurt, Siirt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Şındak, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Uğur Ertekin, Siirt Baro Başkanı Kenan Bilge, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Halil Doğanay,Türkiye İnsan Hakları Kurul üyeleri, Kurum Müdürleri, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ile basın ve yayın kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kurtalangazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.