Malumunuz seçimlere beş kala gündemi takip etmekte zorlanıyoruz. EYT, sözleşmeliye kadro, asgari ücret zammı, emekli ve çalışanlara verilen zamların yanında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında çok gizli dediği, "Ebabil Harekatı" 8000 kişilik sanal ordu trol ordusu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez aday olabilecek mi?
Ülkü Ocaklarının eski genel başkanı Sinan Ateş Ankara'da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesi ve daha bir çok konu ile iktidarı köşeye sıkıştırırken, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli başta olmak üzere birçok siyasi lider ile röportaj yapan Amerika’nın Sesi radyosunun Ankara muhabiri Yıldız Yazıcıoğlu'nun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye grup toplantısı sonrası sorduğu Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağı tartışılıyor, Mecliste karar alınmazsa…
Görüşleriniz nedir acaba? Sinan Ateş cinayetinde MHP’ye yönelik suçlamalar… sorularına verdiği, işine bak, hadi cevabı sonrası MHP kurmayları tarafından yapılan uygunsuz hareketler ile bir daha '' Özgür Basın Ne Kadar Özgür?'' sorusuna cevap aramamıza neden oluyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı ve kameralar karşısında itilip kakılan bayan ve gazetecinin durum ve vaziyeti böyle ise sahadaki basın mensuplarının durum ve vaziyeti hayal bile edilemez. Türkiye'nin ''Özgür Basın'' gerçeğinde geldiği son noktayı göstermektedir.
Demokrasilerde yasama, yürütme ve yargı güçlerine ilaveten dördüncü kuvvet olarak kabul edilen basın kısa vadede toplumların yönetiminde ve yönlendirilmesinde, uzun vadede ise toplumların gelişmesinde ve demokratik erklerin ''yasama, yürütme ve yargı güçlerinin'' kullanılma biçimlerinin şekillendirilmesinde geniş anlamda önemli ve tek kuvvettir. İşlev ve etki bakımından önemli olan bu toplumsal kurumun, verimli ve etkili olarak çalışabilmesi ile gelişebilmesi için kamu yararı ilkesini büyük bir dikkatle korunması gerekir.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) verilerine göre, dünya çapında öldürülen gazeteci sayısı 2021 yılında 45’ti, bu sayı 2022’de 66’ya yükseldi. Geçtiğimiz yıl Türkiye’de gazetecilerin şiddete maruz kaldığı olaylar da arttı bağımsız ve eleştirel gazetecilik koşulları daha da zorlaştı. Nitekim son 20 yılda dünyada öldürülen gazetecilerin çetelesine çıkaran Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütüne göre Türkiye, dünyada Rusya ve Ukrayna’nın ardından gazeteciler açısından en tehlikeli üçüncü ülke.
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) raporuna göre, Türkiye, dünyada en fazla gazeteci hapse atan ilk beş ülkeden biri. Türkiye’de hapse atılan gazetecilerin sayısı 2021’de 18 iken, 2022’de bu sayı 40’a çıktı. Hapisteki gazeteci sayısı Türkiye Gazeteciler Sendikası’na göre de 43’üncü iki sayı farklı olsa da her halükârda hapisteki gazeteci sayısının arttığı açık.
Tutuklamaların dışında medya kuruluşları ile gazetecilere açılan davalar ve göz altılarda da artış gözlendi. Gazetecilerin hedef alındığı tehditler, gözaltılar ve tutuklamaların dışında bir de Sulh Ceza Hâkimliklerinin erişim engellemeleri, RTÜK’ün bağımsız ve eleştirel kanallara cezaları, Basın İlan Kurumunun resmi ilan durdurma cezaları da hız kesmedi. Protesto gösterileri, grevler ve konser yasakları ile ifade özgürlüğüne yönelik baskılar da yoğunlaştı.
Siyasi iktidarın medyayı hedef alan en önemli girişimi ise kuşkusuz, gazetecilik meslek örgütlerinin Sansür Yasası olarak nitelendirdiği Basın Yasası değişikliğiydi. Ne yazık ki, 2023 de hem bu yasanın yürürlüğe girmesi ile siyasi iktidarın baskıcı tutumu nedeniyle medya açısından aydınlık günler vadetmiyor.
Günümüzde basının gelişimi, toplumun doğru bilgi ve haber alma hakkı her zamankinden daha fazla önem kazanmaktadır. Her şeye rağmen, özgür, bağımsız ve eleştirel gazetecilik için yine yoğun çaba, yine mücadele etmekten geri durmamak lazım...