Tahir EREN
Köşe Yazarı
Tahir EREN
 

DOĞAL AFETLER VE ACI KAYIPLAR...

Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” Albert Camus   Tv ekranlarında çıkan bilim adamları defalarca deprem uyarıları yapmasına rağmen ne toplum nede devlet ciddiye alıp önlemler almadı. Önlenebilir miydi elbette önlenemezdi. Ama önlemler sayesinde büyük bir kısmı kurtarılabilirdi. Yılarca herkesin dilindeydi, deprem öldürmez. Çürük binalar öldürür. Sözü hep sözde kaldı. Devlet hazırlıklı olup önlem alsaydı. Ölümler daha az olacaktı. Bölgemizde art arda gelen depremler bölgeyi viraneye çevirdi. İnsan kayıplarımız beklenenin çok üstüne çıkmıştır. 1999 yılı Marmara depremi ve sonrasında gelen Van depremi maddi ve manevi büyük kayıplar verdirdi. Bu kayıplar imar yasasındaki deprem yönetmeliğinde ciddi değişiklikleri yanında getirdi. Yapı denetim yönetmenliği getirildi. Beton 15-20c den 30-35c yükseltildi. Zeminin jeo fizik mühendislik verilerine göre demir donatıları arttırıldı. Sonuç yeni inşaatların da içinde olduğu kayıplara önlem olamadı. Bu işte bir terslik vardı. Belediyelerin Jeolojik ve jeofizik ölçümler yapılmadan kat planları yapılması, düz tarım arazilerin imara açılması hatta Fay hatların yanında geçen yerlerin imara açılması afete davetiye çıkardı. Bugün beton mukavemeti olmayan demirleri çürümüş milyonlarca binanın olduğunu kabul edelim. Bunların risk oranı çok olduğunu kabul edelim. Bu binaların testleri yapılıp gerekirse güçlendirilmeli veya kentsel dönüşüme açılmalıdır. Hiç bir şey insan hayatından önemli değildir. Batmanlı deneyimli yerel gazetecinin köşesinde yazdığı gerçeklere sözü bırakayım. DEVLET HİZMETTE, VATANDAŞ İNSANLIKTA!... Maraş, Hatay, Adıyaman’da insan manzaraları ne ise Batman da hafif sallanan Batmanlılarda aynı travma içine girdiler. Kimisi yalınayak, kimisi baş açık kimisi çıplak kendisini dışarı atanlar, çoluk çocuk, geceyi dışarıda geçirenler ve araçlarında yatanlar. Benzinliklerde kuyruklar, marketlere saldırmalar, köylere kaçanlar ve iş yerlerine taşınanlar… Hiç kimsenin aklına depremin merkezinde, enkaz altında kalanlar, soğukta çıplak olarak ortada kalanlar, aç ve susuz bir şekilde sahipsizler… Yine deprem bölgesinde, ilaç, doktor, hastane bekleyen yaralılar, dışarıda karlar altında kalan vatandaşları hiç düşünemeyen biz tuzu kurular! Üçüncü gün olmasına rağmen hala yardım ve destek için hiçbir hareket yok Batmanda ve Batmanlılarda, bizim insanlığımızda kalmadı, insanlara olan saygımız ve Allah korkumuz kalmadı. Yani bu deprem bize şunu göstermiştir ki, depremle birlikte İnsanlığımızda göçtü gitti, kendi can derdimize ve konforumuzun peşine düştük. Yakınları göçük altında ve çeşitli sığınma merkezlerinde olanlar onlara el atacaklarına onların yardımına koşacaklarına, kendilerinin konfor ve güvencesine dalmışlar. Şimdi gelelim güçlü devlet ve adil devlet olan! devletimize her felakette olduğu gibi, önce yandaş medya da tam saha reklam presi uyguladılar, ardından boş ve içi doldurulamayan hamasi laflar, en sonunda ortaya çıkan çaresizlik ve organizasyonluk ile sahipsizlik. Çok büyük ve geniş bir alana dağılmış, büyük bir coğrafyada yayılan deprem, maalesef devletin haberi ve kontrolü dışında, saatlerce ve hatta günlerce sahipsiz kalan depremzedelerin feryadı, ne güçlü ordu, ne güçlü devlet, ne güçlü AFAD, hiçbir devlet organizasyonu yokken, yandaş medyanın, atıp tutması ve siyasilerin, boş lafları. Göçük altında yardım isteyenlerin yardımına gidemeyen aciz bir devlet, kapalı ve çöken yolları üç gün geçmesine rağmen onaramayan bir devlet, pisti bozulan bir havaalanını onaramayan bir sistem… Bu kadar aciz olan bir devlet yapısı hiçbir yerde görülmemişti. Hatta yardıma gidecek vatandaşlarını kurtarmak için karla kaplı yolları bile saatlerce açamayan, deprem bölgelerine tıbbi malzeme ve ilk yardım malzemesi gönderemeyen bir yapı… Şimdi bu kadar duyarsızlık ve bu kadar sorumsuzluk içinde vatandaşına bile yardımcı olması için yardım etmeyen bir siyasi yapı, hatta gelen yardımları ve makina teçhizatı bile siyasi yollarla el koyan hantal bir yapı! Biz bu depremde bir kez daha gördük ki, bizler vatandaş olarak ancak yaralarımızı sarar ve biz bize yeteriz sloganı ile kolları sıvayarak işe koyulmamız gerekir, ekonomik kriz içinde normal şartlarda bile, ekmek ve et bulamayan vatandaşlarımız, şimdi ilkenin onda biri nüfus tamamen çaresiz ve sahipsiz. Bu gün yardımlaşma ve dayanışma günü bu gün her alanda fedakarlık yapma günü haydi Türkiye deprem bölgelerine yardıma koşalım!
Ekleme Tarihi: 12 Şubat 2023 - Pazar
Tahir EREN

DOĞAL AFETLER VE ACI KAYIPLAR...

Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın”

Albert Camus

 


Tv ekranlarında çıkan bilim adamları defalarca deprem uyarıları yapmasına rağmen ne toplum nede devlet ciddiye alıp önlemler almadı. Önlenebilir miydi elbette önlenemezdi. Ama önlemler sayesinde büyük bir kısmı kurtarılabilirdi. Yılarca herkesin dilindeydi, deprem öldürmez. Çürük binalar öldürür. Sözü hep sözde kaldı. Devlet hazırlıklı olup önlem alsaydı. Ölümler daha az olacaktı.

Bölgemizde art arda gelen depremler bölgeyi viraneye çevirdi. İnsan kayıplarımız beklenenin çok üstüne çıkmıştır. 1999 yılı Marmara depremi ve sonrasında gelen Van depremi maddi ve manevi büyük kayıplar verdirdi. Bu kayıplar imar yasasındaki deprem yönetmeliğinde ciddi değişiklikleri yanında getirdi. Yapı denetim yönetmenliği getirildi. Beton 15-20c den 30-35c yükseltildi. Zeminin jeo fizik mühendislik verilerine göre demir donatıları arttırıldı. Sonuç yeni inşaatların da içinde olduğu kayıplara önlem olamadı. Bu işte bir terslik vardı. Belediyelerin Jeolojik ve jeofizik ölçümler yapılmadan kat planları yapılması, düz tarım arazilerin imara açılması hatta Fay hatların yanında geçen yerlerin imara açılması afete davetiye çıkardı. Bugün beton mukavemeti olmayan demirleri çürümüş milyonlarca binanın olduğunu kabul edelim. Bunların risk oranı çok olduğunu kabul edelim. Bu binaların testleri yapılıp gerekirse güçlendirilmeli veya kentsel dönüşüme açılmalıdır. Hiç bir şey insan hayatından önemli değildir.

Batmanlı deneyimli yerel gazetecinin köşesinde yazdığı gerçeklere sözü bırakayım.

DEVLET HİZMETTE, VATANDAŞ İNSANLIKTA!...

Maraş, Hatay, Adıyaman’da insan manzaraları ne ise Batman da hafif sallanan Batmanlılarda aynı travma içine girdiler.

Kimisi yalınayak, kimisi baş açık kimisi çıplak kendisini dışarı atanlar, çoluk çocuk, geceyi dışarıda geçirenler ve araçlarında yatanlar.

Benzinliklerde kuyruklar, marketlere saldırmalar, köylere kaçanlar ve iş yerlerine taşınanlar…

Hiç kimsenin aklına depremin merkezinde, enkaz altında kalanlar, soğukta çıplak olarak ortada kalanlar, aç ve susuz bir şekilde sahipsizler…

Yine deprem bölgesinde, ilaç, doktor, hastane bekleyen yaralılar, dışarıda karlar altında kalan vatandaşları hiç düşünemeyen biz tuzu kurular!

Üçüncü gün olmasına rağmen hala yardım ve destek için hiçbir hareket yok Batmanda ve Batmanlılarda, bizim insanlığımızda kalmadı, insanlara olan saygımız ve Allah korkumuz kalmadı.

Yani bu deprem bize şunu göstermiştir ki, depremle birlikte İnsanlığımızda göçtü gitti, kendi can derdimize ve konforumuzun peşine düştük.

Yakınları göçük altında ve çeşitli sığınma merkezlerinde olanlar onlara el atacaklarına onların yardımına koşacaklarına, kendilerinin konfor ve güvencesine dalmışlar.

Şimdi gelelim güçlü devlet ve adil devlet olan! devletimize her felakette olduğu gibi, önce yandaş medya da tam saha reklam presi uyguladılar, ardından boş ve içi doldurulamayan hamasi laflar, en sonunda ortaya çıkan çaresizlik ve organizasyonluk ile sahipsizlik.

Çok büyük ve geniş bir alana dağılmış, büyük bir coğrafyada yayılan deprem, maalesef devletin haberi ve kontrolü dışında, saatlerce ve hatta günlerce sahipsiz kalan depremzedelerin feryadı, ne güçlü ordu, ne güçlü devlet, ne güçlü AFAD, hiçbir devlet organizasyonu yokken, yandaş medyanın, atıp tutması ve siyasilerin, boş lafları.

Göçük altında yardım isteyenlerin yardımına gidemeyen aciz bir devlet, kapalı ve çöken yolları üç gün geçmesine rağmen onaramayan bir devlet, pisti bozulan bir havaalanını onaramayan bir sistem…

Bu kadar aciz olan bir devlet yapısı hiçbir yerde görülmemişti.

Hatta yardıma gidecek vatandaşlarını kurtarmak için karla kaplı yolları bile saatlerce açamayan, deprem bölgelerine tıbbi malzeme ve ilk yardım malzemesi gönderemeyen bir yapı…

Şimdi bu kadar duyarsızlık ve bu kadar sorumsuzluk içinde vatandaşına bile yardımcı olması için yardım etmeyen bir siyasi yapı, hatta gelen yardımları ve makina teçhizatı bile siyasi yollarla el koyan hantal bir yapı!

Biz bu depremde bir kez daha gördük ki, bizler vatandaş olarak ancak yaralarımızı sarar ve biz bize yeteriz sloganı ile kolları sıvayarak işe koyulmamız gerekir, ekonomik kriz içinde normal şartlarda bile, ekmek ve et bulamayan vatandaşlarımız, şimdi ilkenin onda biri nüfus tamamen çaresiz ve sahipsiz.

Bu gün yardımlaşma ve dayanışma günü bu gün her alanda fedakarlık yapma günü haydi Türkiye deprem bölgelerine yardıma koşalım!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kurtalangazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.