Eskide farklı kültürlerden olan fertler birbirleriyle pek evlenmezlerdi.
Çağımızda ise iletişim imkânlarının yaygın olması, insanları farklı kültürlerden buluşturup birbirleriyle evleniyorlar. Oysa eşler arasında ki anlaşmazlığın bir sebebi de kültür farkıdır.
Eş adayları arasında kültür uyumu önemli olduğu kadar fikir ve inanç uyumu, meslek ve meşrepleri de birbirine uygun olmalıdır. “Şer’an koca, karıya küfüv olmalı, yani, birbirine münasip olmalı, Bu küfüv ve denk olmak, en mühimi, diyanet noktasındadır.” 1
Aynı kültür, aynı örf-adet ve dinî inanca sahip kişilerin birbirleriyle evlenmeleri sağlıklı bir ilişki için önemlidir. İnsanın hal ve hareketlerini konuşmasını, yeme içme adabına kadar kültürü belirler. Kendi adabına uygun olmayan birisi ile yapılan evlilik bazen arzu edilmeyecek sonuçlara kadar uzanabilir. Bunun için gerek kültür farkı olsun, gerek meslek ve meşrep farkı olsun eş seçiminde dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur.
“Bahtiyardır o adam ki, refika-i ebediyesini kaybetmemek için, saliha zevcesini taklit eder, o da salih olur. Hem bahtiyardır o kadın ki kocasını mütedeyyin görür, ebedî dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur; saadet-i dünyeviyesi içinde saadet-i uhreviyesini kazanır” 2
Bediüzzaman Hazretleri, yukarıda ki sözleriyle çatışmasız bir evliliğin tarifini yapmış, özellikle eşlerden mütedeyyin olanının taklit edilmesini bahtiyarlık olarak yâd etmiştir.
Erkek olsun, kadın olsun babalık ve annelik karakterleri taşıyacak duruma bakılmalıdır. Meselâ, kadın şunu düşünmeli: “Baba çocuğuma ve bana iyi bir model olabilir mi?” Yani iyi bir karaktere sahip mi, evine bakabilecek birisi mi? Erkekte, aynı duyguyu taşıyarak “bana iyi bir eş, çocuğuna, evine bakabilecek birisi mi?” şeklinde araştırıp analiz edilmelidir.
Evlilik gibi önemli bir aile müessesesini kurmak isteyenler iyi niyet ile birlikte yola çıkmalı, hem dünya hem ahirette beraber olmayı düşünerek evlenmeye karar verilmelidir. Evlenmeye karar verirken anlaşmazlık, geçimsizlik, ayrılma hiç akla gelmemelidir.
Ancak kimi zaman evlilikler çıkmaza girebilmektedir. Efendimiz, (asm) “Allah katında en sevimsiz olan helâl, boşanmadır” 3 buyurmuştur.
Boşanma, eşler arasında mutsuz bir evlilikten çıkış yolu olsa da, iki tarafta ekonomik ve sosyal yönden sarsıldığı gibi, çocuklarıyla birlikte ruhî yönden de ailenin yıkımı demektir. Bizde sert mizaçlı bir adam vardı, zaman zaman hanımına eziyet ediyordu. Komşuları onlara müdahale edince. Kadın: “Kocam, şu anda sinirlenmiş bırakın biraz sonra sakinleşir” diyordu. Kadın kocasını idare ede ede zamanla beyi mütedeyyin biri oldu, çocuk sahibi oldular, geçmiş sıkıntıları mutlu bir aile hayatına döndü. Evet, hiçbir erkeğin eşine hakaret etmeye hakkı yok ve olamaz da, yalnız yuvayı yıkmaktansa bir şekilde birbirlerini ikna edip idare etmek en uygunudur.
Hülâsa: Erkek olsun, kadın olsun kendini evliliğe hazır hissedecekleri zaman hadis-i şerifi ölçü alıp koca karıya küfüv olmalı ve diyanet noktasında seçim yapılmalıdır. Aralarında anlaşmazlık olsa da işi boşanmaya kadar götürmeden evliliği kurtarmak için ellerinden geleni yapmalı, dargınlık ve kırgınlık anlarında anlık kararlar verilmemeli, azamî derecede barış için gayret gösterilmelidir.
Dipnotlar:
1- Lem’alar 24. Lem’a. 2- Lem’alar 24. Lem’a. 3- İbn Mâce, Talâk, 1.