Kurtalan isminin kökeni ve Kurtalan İlçesi’nin yakın tarihi hakkında maalesef doyurucu ve aydınlatıcı bilgilere ulaşılamamaktadır. Ne resmi kaynaklarda, ne de resmi internet sitelerinde geniş ve kapsamlı bilgilere erişmek mümkün değil. Buna resmi olmayan kaynak ve siteleri de eklemek mümkün. Bölük pörçük bilgiler, birbirinden kopuk tanım ve tarihler sağlıklı bir tahlil yapmayı mümkün kılamamaktadır maalesef. Yazının sonunda yazmamız gerekeni, başta yazmamız uygun mu bilinmez ama öncelikle şunu belirtmemiz gerekmektedir; Kurtalan ismi, Osmanlı Devlet Teşkilatında da kullanılmış tarihi idari bir bölge olan Kürtçe “ Gurdilan “ isminin Türkçe’ye uyarlanmış halidir. .
Bilindiği gibi, Gurdilan Bölgesi veya idari birimi Osmanlı’dan bu yana kulanılagelen, ve hala da halk arasında bu bölgeyi tanımlamak için kullanılan bir isimdir. Gurdilan'ın Kürtçe, “Kurt yüreklilerin mekanı, Cesurların yeri“ anlamına geldiği söylense de, aslında bu tanımın, Şeref Xan'ın ünlü Şerefname adlı eserinde yine şu an Kurtalan'ın da içinde bulunduğu Gurdkilan Mirliğini anlattığı pek bilinmemektedir. Şeref Xan, kelimenin aslının Gurdkilan olduğunu ama zamanla Gurdilan'a evrildiğini de belirtmiştir. Ayrıca Gurdilan tanımının antik dönemlerde (M.Ö 400-50) aynı bu bölgede hüküm sürmüş olan kadim Gordiyen Krallığından miras kalmış olduğu, birçok tarihçi tarafından savunulmaktadır. Bu dediklerimizi daha iyi anlatabilmek ve tarih bilincimizi geliştirmek amacıyla, öncelikle ilçe tarihimize kısa bir yolculuk yapmamız gerekiyor;
Bilindiği gibi, 1514 senesi, yaşadığımız coğrafyanın kırılma noktalarından birine şahitlik etmiştir. 1514 yılında Osmanlı Sultanı Yavuz Sultanı Selim ile Safevî Hükümdarı Şah İsmail, Yakındoğunun tek hakimi olabilmek için Çaldıran Ovasında güçlerini denemiş, kozlarını paylaşmış ve neticede savaş Osmanlı’nın kesin galibiyetiyle sonuçlanmıştır. Bu zamandan sonra, Safeviler İran içlerine çekilmiş ve bir daha da bu topraklarda varlık gösterememişlerdir. Osmanlı’nın bu galibiyetinde, şüphesiz ünlü İdris-i Bitlisî’nin büyük katkıları vardır. En büyük katkısı, Safevi egemenliği altında inim inim inleyen 28 Kürt Mirliği ve Beyliği’ni tek çatı altında toplayarak, güçlerini Osmanlı ile birleştirmeleri için onları ikna etmesi olmuştur. Taraflı ve tarafsız tüm tarihçiler, Kürt Mirliklerinin ittifak yapmayı seçecekleri tarafın savaşı kazanacağı konusunda hemfikirdirler ve İdris-i Bitlisi’nin çalışmaları sonucu, tüm Mirler ve Beyler Osmanlı ile ittifak yapmayı seçerek, ibrenin Osmanlı lehine dönmesine önayak olmuşlardır. Bu seçimde Şah İsmail’in zulme varan uygulamaları ve kendisiyle ittifak anlaşması yapmaya gelen tüm Kürt Mir ve Beylerini hapsetmesi, ve yerlerine yabancı valiler ataması önemli rol oynamıştır.
Bu savaş sonucunda, Yavuz Sultan Selim savaşta büyük yararlılıklar göstermiş olan Sason Miri Muhammed Bey’e hediye olarak, kendi toprakları yanında, daha önce Hasankeyf Eyyubileri’ne bağlı olan tarihi Xerzan bölgesini de (Türkçe Garzan, Arapça Erzen, Yunanca Arzanane) ocaklık olarak vermiştir. Bu tarihten sonra günümüz Kurtalan (Gurdilan) ilçesi ve köylerinin de içinde yer aldığı, Xerzan’ın küçük bir bölgesi olan Gurdilan Bölgesi de Sason Mirliği’nin sınırları içerisinde yer almıştır. Sason Mirliği, ya da tarihte bilinen adıyla “ Hazzo Hakimliği “, 1514’den 1845 yılına kadar, yani Tanzimat sonrası Osmanlı tarafından hayata geçirilen merkezileşme politikaları uyarınca, tüm diğer beylik ve mirlikler gibi ortadan kaldırılıncaya kadar Xerzan (Garzan) idari olarak bu Mirliğin sınırları içerisinde yer almış, 1850’li yıllardan sonra yani merkezi sisteme geçişten sonra ise, önce Garzan Kazası’na, daha sonra da Rıdvan Müdürlüğüne bağlı bir nahiye olarak idari sistem içinde tanımlanmıştır.
Garzan ve Ridvan Kazaları Siirt Sancağı’na bağlı iki idari birim olarak Osmanlı salnamelerinde yer almaktadırlar. Gurdilan yani günümüz Kurtalan ilçesine adını veren bölge ise 10 köylük bir nahiye olarak yine bu salnamelerde belirtilmiştir. Gurdilan Nahiyesi ve ona bağlı olan köyler, günümüz Kurtalan ilçesinin küçük bir kısmını oluşturmaktadır. Sınırlarını belirtmek gerekirse, Aynqasir (Konakpınar) köyünden, Sihiya (Bağlıca) köyüne kadar uzanan sıradağları ve bu dağ sistemi içerisinde kurulu olan köyleri belirtmemiz yeterli olacaktır. Kurtalan İlçesi’nin bugünkü idari sınırları ise, eski Garzan Kazası’nın idari sınırları ile büyük oranda örtüşmektedir. Garzan Kazası lağvedilip, Kozluk-Baykan ve Kurtalan adları altında 3 büyük ilçeye ayrılmıştır. Garzan Kazası’nın ovada kalan bölümleri genelde Kurtalan İlçesine, dağlık alanları ise Kozluk ve Baykan ilçelerine taksim edilmiştir. Ama yüzölçüm olarak en büyük topraklar yine idari olarak Kurtalan İlçesi sınırlarına dahil edilmiştir.
Her ne kadar günümüz Kurtalan ilçesi, Gurdilan Dağları ve Bölgesi’nden çok daha fazla yüzölçümüne sahipse de, Kurtalan ilçe merkezi, ilçe olarak tanzim edildiği 1 Aralık 1938 yılından bugüne kadar Gurdilan Bölgesi’nde yer almaktadır. Bu sebeble, ilçe ismi olarak Gurdilan yani bugünkü söylenişiyle “Kurtalan“ ismi seçilmiştir. Bunda Kurtalan isminin, o gün ilçe merkezi yerinin seçimini yapan memurlar tarafından daha kolay telaffuz edilmesi önemli rol oynamıştır. Zira aşağıda bahsedeceğimiz eski Osmanlı salnamelerinde, bugünkü Kurtalan İlçesi’nin coğrafi yeri kimi yerlerde “Gurdilan”, kimi yerlerde ise “Kurdilan“ olarak belirtilmiştir. İlçemizin Kürtçe ismi Misirç – Misircê olarak bilinir, ama bu isim de 1938 öncesi Gurdilan Bölgesi’de bulunan, bugünkü Sümer Mahallesi’nde yer alan 10-15 hanelik küçük bir köyün ismidir.
Kafa karışıklığına sebeb olan en önemli ayrıntı ise, 1-12-1938’de, Başbakan Celal Bayar imzalı bir belge ve kanunla kurulan ilçemize merkez olarak önce Gurdilan Bölgesi’nin Eynqesr (Konakpınar) köyünün seçilmiş olmasıdır. Eynqesr (Konakpınar) Köyü 1944 yılına kadar, yani demiryolunun Kurtalan ilçe sınırlarına ulaştığı tarih olan 1944 yılına kadar, tam 6 sene Kurtalan İlçesi’nin merkez köyü olarak idari sistemde yer almıştır. Bu tarihten sonra, demiryolunun ulaşım olarak daha kolay bir yer olan Misirç-Misircê köyüne uzanması, ilçe merkezinin Eynqesr ’dan Misircê’ye taşınmasına sebeb olmuştur. Bununla beraber, Kurtalan İlçesi Kürtçe “Misircê“ olarak bilinmektedir.
Burda yapılan en önemli hata, daha önce nahiye yani bucak olan Gurdilan Bölgesi’nin, idari olarak 1938 yılında ilçeye çevrilmesi ve ilçe merkezinin de Aynqasir Köyü olduğunun bilinmemesidir. Burda belirtilmesi gereken önemli bir nokta ise, ilçe merkezinin 1938 yılına kadar Xerzan (Garzan) Bölgesi ve İlçesi’nin merkezi olan Zok (Yanarsu) Köyünden, idari bir değişikle Gurdilan Bölgesi’ne taşınması ve yine ilçe merkezinin de Eynqesr Köyüne taşınmasıdır. Yani Siirt’e bağlı olan Garzan İlçesi hem coğrafi olarak hem de isim değişikliğiyle, Gurdilan Bölgesine taşınmıştır. Eski merkez olan Zok köyü ise yine aynı kanunla nahiyeye çevrilen Garzan Nahiyesi’ne bağlı bir köy olarak idari sistemde yer almıştır. Yani Garzan İlçesinin yerini Kurtalan (Gurdilan) İlçesi ve ilçe merkezi olan Zok Köyü’nün yerini ise Eynqesr Köyü almıştır. 1938 ila 1944 arası merkez köy olan Aynqasir, yukarıda yazdığımız sebebten ötürü 1944’de Misircê Köyüne taşınmış ve böylece Misircê ismi kullanılmaya başlanmıştır. Esas olarak Kurtalan ismi Gurdilan isminden türemiş ve yine değindiğimiz gibi daha kolay telaffuz edildiğinden dolayı bu isimle anılmış ve resmi olarak kayıtlara geçmiştir. Konunun daha iyi anlaşılması amacıyla elimizdeki bilgi, belge ve kaynakları da elbette okuyuculara sunmamız gerekir. Ayrıca böylelikle Kurtalan İlçesi’nin tarihi sürecine de daha iyi vakıf olabiliriz. Öncelikle Osmanlı Devlet Salnamelerine (yıllıklarına) değinelim.
Günümüz Kurtalan İlçesi’nin de coğrafi olarak içinde yer aldığı Xerzan Kazası (Xerzan Kürtçe Xerz ve an kelimelerinden oluşur ve bağlar, bahçelerin bulunduğu yer anlamına gelmektedir. Türkçe ve Osmanlıca’ya Garzan olarak geçmiştir), Osmanlı Belge ve Salnamelerinde belirtildiği üzere 1853 yılında Siirt Sancağı’na bağlı olarak kurulmuştur. Merkezi Zok (Yanarsu) Köyüdür ve ilk Müdürü ise bölgemizde ünlü bir kişilik olan Fettah Paşa’dır. Belgede Fettah Paşa’nın ismi “ Abdulfettah Ağa “ olarak yazılmıştır. Ridvan Nahiyesi de bu kazaya bağlanmıştır.
Rıdvan Nahiyesi ise Merkez, Bamerd ve Gurdilan olmak üzere üç idari birim olarak tanzim edilmiştir. Bu belgenin tarihi 1869’dur. 1871 yılında ise Ridvan Nahiyesi, geniş idari alanından dolayı ilçe olarak yeniden düzenlenmiş, Bamerd ve Gurdilan ise iki nahiye tarzında bu ilçeye bağlı olarak belirtilmişlerdir. 1888 yılında Garzan İlçe Merkezi önce Zokeyt’e (Kayabağlar), daha sonra ise Beybo köylerine taşınmıştır. Zok Halkı ve Siirt İdari Meclisi’nin II. Abdulhamid’e yaptıkları itiraza ve dilekçelere rağmen karar değişmemiş ve Beybo yaklaşık 7 yıl ilçe merkezi olarak kalmıştır. 1895 yılında ise Zok tekrar kaza merkezi olmuştur. Bu değişikliklerde siyasi, coğrafi, ekonomik ve toplumsal faktörler önemli rol oynamışlardır. Bu konulara daha sonra değinmek kaydı ile, konumuza devam edelim.
Garzan İlçesi ve kaza merkezi olan Zok Köyü’nün konumu 1895’den 1938 yılına kadar böyle devam etmiştir. Garzan’ın gittikçe büyümesi ve idari olarak yönetilmesinin zorlukları sebebiyle 1 Aralık 1938 tarihli bir kanunla, Garzan Kazası Baykan – Kozluk ve Kurtalan olarak üç kazaya bölünmüş ve kazalar Garzan’ın olduğu gibi tekrar Siirt iline bağlanmışlardır. Bu belgede belirtildiği üzere “Garzan Kazası’nın merkezi Ayınkasır Köyüne kaldırılmış ve adı da Kurtalan’a çevrilmiştir “ diye yazmaktadır. 25 köyüyle beraber Kurtalan’ın merkez nahiye olduğu da belirtilmiştir. Ayrıca Garzan’ın da yeni bir nahiye olarak tanzim edildiği, 34 köyden müteşekkil olduğu da yazılmıştır. 38 köye sahip, eski merkez ilçe olan Garzan’ın nahiyesi konumunda olan Rıdvan Nahiyesi ise tüm köyleriyle beraber yeni ilçe merkezi olan Kurtalan’a bağlanmıştır. Daha önce Siirt merkezine bağlı olan Huseyniye Nahiye’sinin ise 30 köyü ile beraber Kurtalan Kazası’na bağlandığı da diğer bir maddede eklenmiştir.
Belgenin özeti şudur; Garzan İlçesi lağvedilmiş, merkezi Zok köyü olmak üzere Garzan Nahiyesi olarak yeniden düzenlenmiş, yerine Garzan, Rıdvan, Huseyniye ve merkez Kurtalan olmak üzere 4 büyük nahiyeye (bucağa) sahip olan Kurtalan İlçesi kurulmuştur. Yani Osmanlı idari sisteminde kaza merkezi olan Garzan yer ve isim değişikliğiyle, yine Osmanlı merkezi idaresinde yazılı olan Gurdilan (günümüzde Kurtalan) merkez nahiyesine taşınmış, ismi de Kurtalan olarak değiştirilmiştir.
Verdiğimiz bilgilerin ve yayınlamış olduğumuz belgelerin, kafa karışıklıklarına son vermesi ümidini taşıyor, Kurtalan Tarihi ile ilgili çalışma ve araştırmalarımızın devam edeceği bilgisini okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz. Daha güzel, daha modern ve daha yaşanılır bir şehir için, okuyalım, araştıralım ve paylaşalım… Saygılarımla.
***********
Yararlanılan Kaynaklar;
1-) Şerefname, Şerefxanê Bedlîsî
2-) Başlangıçtan Günümüze Siirt Tarihi, Bekir Sami Seçkin
3-) Uluslararası Siirt Sempozyumu, 2007, Siirt Belediyesi
4-) Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi Belgeleri