Semih Gül
Köşe Yazarı
Semih Gül
 

Kurtalan'ın Kanayan Yarası; İNTİHAR VAKALARI!

İntihar kişinin kendi hür iradesiyle ölümü seçip istemesi, sonuçlarını bilerek kendisini öldürmesi demektir. Dinen caiz olmayan bu eylemi yapmak büyük günahlardandır. Nitekim; “... Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız...” (Bakara, 2/195) buyrulmaktadır.Yine Nisa Sûresinin 29. Ayet-i Kerimesi'nde Allah (c.c.) “Kendinizi helak etmeyin.” diyerek kati bir şekilde uyarmaktadır.Kurtalan ilçemizde malesef çeşitli sebeplerden dolayı bu üzücü olaylar biraz daha fazla yaşanmaktadır. Ekonomik ve sosyal problemler neticesinde girilen bunalım nedeniyle intihar bir çözüm olarak sanılmaktadır. Oysa ki hayat devam etmektedir ve hayatına son vermek bir çıkış yolu olarak görülmemelidir.Sevdiğin kız seni red mi etti? Seni istemeyeni sen de isteme be kardeşim. Belki Allah, sana daha iyisini denk getirecektir. O yüzden sana başka kapı aralamaktadır. Kaldı ki seni istemeyeni sen niye isteyesin ki. Bazı sonlar diğer bazı başlangıçlar için bir koşuldur.Maddi anlamda zorluklar mı yaşadın, bil ki bu da bir imtihandır, gelip geçer. Allah insanlara "unutma" gibi bir nimeti vermiş. O içinde bulunduğun sıkıntılar gelip geçecek ve sen o sıkıntıları unutacaksın. Düşünün Allah, insanlara unutma nimeti vermeseydi; onca sıkıntının acısı hep taze kalsaydı, hayat çekilir miydi? İşte bu nedenle önüne bakmak ve içinde bulunulan durumdan en az zararla çıkmanın yollarını aramalıyız. Ama intihar gibi ağır bir son, telafisi mümkün olmayan bir durumdur.Mesleğini, makamını mı kaybettin? Şunu bil ki Allah'ın izni olmadan bir yaprak dalından düşmez. Allah senin durumundan haberdardır. Sabret ve bunun bir imtihan olduğunu bil. Hayat tüm zorluklara rağmen güzeldir ve yaşamaya değerdir. Allah, kaldıramayacağın yükü sana yüklemez, bu bilinçte olursak ve çözüm arayışında olursak, inanın intihar gibi acı hadiseler yaşanmaz. Kaldı ki ailemizi, sevdiklerimizi üzmeye hakkımız da yok.Bakıyorsunuz gencecik insanlar intihar ediyor. İnsanlar üzülüyor tabi ve bu olay malesef toplumda bir özentiye sebep oluyor. Sanki normal ve olağan bir durummuş gibi algılanmaya başlanıyor. Emanet olarak bize verilen bu hayata son vermeye yetkimiz yok ve dolayısıyla Allah herkesi bu hatayı yapmaktan uzak tutsun. Psikolojik sorun da yaşayabiliriz. Bu ayıp bir durum değil ki. Zaten yapılan araştırmada 3 kişiden biri anti depresan ilaç kullanıyor. Son 15 ile 20 yıl arasında bu sayı maalsef bu noktaya geldi. Tedavi olabilir ve yaşamımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz.Maalesef ilçemiz de tefecilik, bahis, intihar gibi nahoş kavramlarla anılmaya başlamış. Dinimizde sebep olmak da yapmak gibidir. Bu nedenle bu insanları bu yanlışlara iten de sorumludur ve vebali üstünedir. 20'li yaşlardaki bir gence faiz para verip senet imzalattırmak hiç ahlaki değildir ve bunun bir hesabı olacaktır; hem bu dünyada hem de ahirette. Evlatlarını onca sıkıntıyla yetiştirip büyüten insanları üzmek kimin haddine. Bu hakkı sen kendinde nasıl bulursun ey insan kılıklı, diye sormadan da edemiyoruz.Aileler de bu anlamda bilinçli olmalıdır. Telafisi mümkün olmayan bir sona ulaşmadan, tedbir almalı ve en nihayetinde intihar gibi ağır bir olay yaşamaktansa evlatlarına gelip dertlerini anlatacak kadar müsamaha göstermelidir. Yani bir insan bir kararı aldığında artıları ve eksikleri kıyaslamalıdır. Ve ailesine, akrabalarına durumu anlatabilmelidir. Kişi o cesareti ve yolu ailesinde bulmalıdır. Aileler çok katı olmamalı ve yeni neslin hassas ruhi durumunu göz önünde tutmalıdır.İntihar eylemi de bir süreçtir. Birey bunu önce tasarlar ve bu eyleme yönelik bazı belirtileri gösterir. Mesela sosyal medya, bu anlamda önemli bir ipucudur. Bakıyorsunuz sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarda ölümü, intiharı içeren paylaşımlar yapılıyorsa önlem alınabilir. O kişi ile ilgilenilmeli. Bazen insanlar sadece derdini dinleyecek birini arar. Ama malesef toplum olarak o kadar maddiyatçı olduk ki, yanı başımızdaki insanların sıkıntılarını göremez olduk. Vesile olan da yapan gibidir. Oturup, konuşmak, dertleşmek, o insanı yanlış bir şeyden alıkoymak, vesile olmak inanın zor değil.Örneğin bir ara baktım henüz 18 yaşında bir hemşerimiz facebook hesabından ki kendisiyle çok samimi bile değildim. Abi sevdiğim kız benden ayrıldı, bunalımdayım, intiharın eşiğindeyim diye yazdı. Ben de hemen buluşalım, dedim. Dilimiz döndüğünce konuştuk ve Allah'ın inayetiyle vazgeçti intihar eyleminden. Dost, akraba, sırdaş diyebileceğimiz insanları biriktirmeliyiz. Bazen bir muhabbet bile ne hikmetlere sebep olabiliyor.Velhasıl. Sıkıntımız ve derdimiz ne olursa olsun, gelip geçer. Bunalıma mı girdik. Gidip bir abdest alıp Rabbimizin huzuruna vararak dertleşelim ki derdimiz ne kadar büyük olursa olsun, Allah'ın gücünden, merhametinden büyük değildir, olamaz da. Veya bazı değişiklikler yapılabilir hayatımızda; mesela bir köy kır gezintisi, iş kolu değiştirme, şehir değiştirme gibi bazı hamlelerle içinde bulunulan ruhi bunalımdan kurtulabiliriz. Ama her şeye rağmen hayat güzeldir ve yaşamaya değerdir. Lütfen bu intihar gibi hiç hoş olmayan olayı aklımızdan bile geçirmeyelim ve sevdiklerimizi üzmeyelim.Allah hepimizin yardımcısı olsun. O varsa gam yok. Ve inanın her şey düzelir. Yeter ki sabredelim ve inanalım. Allah ölümün de hayırlısını nasip etsin. İnşallah gerek ilçemizde gerekse herhangi bir yerden bir daha intihar vakası duymayız. Selâmetle...NOT: Şayet bu tür bir olumsuzluk olursa paylaşmamakta fayda var; çünkü sonra sanki normal bir durummuş gibi algılanmaya başlıyor. Ve belki de özentiye sebep olabiliyor. Bu yüzden bu tür vakaları normal bir eylem gibi göstermemeye özen gösterelim.
Ekleme Tarihi: 02 Ocak 2022 - Pazar
Semih Gül

Kurtalan'ın Kanayan Yarası; İNTİHAR VAKALARI!

İntihar kişinin kendi hür iradesiyle ölümü seçip istemesi, sonuçlarını bilerek kendisini öldürmesi demektir.
Dinen caiz olmayan bu eylemi yapmak büyük günahlardandır. Nitekim; “... Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız...” (Bakara, 2/195) buyrulmaktadır.
Yine Nisa Sûresinin 29. Ayet-i Kerimesi'nde Allah (c.c.) “Kendinizi helak etmeyin.” diyerek kati bir şekilde uyarmaktadır.
Kurtalan ilçemizde malesef çeşitli sebeplerden dolayı bu üzücü olaylar biraz daha fazla yaşanmaktadır. Ekonomik ve sosyal problemler neticesinde girilen bunalım nedeniyle intihar bir çözüm olarak sanılmaktadır. Oysa ki hayat devam etmektedir ve hayatına son vermek bir çıkış yolu olarak görülmemelidir.
Sevdiğin kız seni red mi etti? Seni istemeyeni sen de isteme be kardeşim. Belki Allah, sana daha iyisini denk getirecektir. O yüzden sana başka kapı aralamaktadır. Kaldı ki seni istemeyeni sen niye isteyesin ki. Bazı sonlar diğer bazı başlangıçlar için bir koşuldur.
Maddi anlamda zorluklar mı yaşadın, bil ki bu da bir imtihandır, gelip geçer. Allah insanlara "unutma" gibi bir nimeti vermiş. O içinde bulunduğun sıkıntılar gelip geçecek ve sen o sıkıntıları unutacaksın. Düşünün Allah, insanlara unutma nimeti vermeseydi; onca sıkıntının acısı hep taze kalsaydı, hayat çekilir miydi? İşte bu nedenle önüne bakmak ve içinde bulunulan durumdan en az zararla çıkmanın yollarını aramalıyız. Ama intihar gibi ağır bir son, telafisi mümkün olmayan bir durumdur.
Mesleğini, makamını mı kaybettin? Şunu bil ki Allah'ın izni olmadan bir yaprak dalından düşmez. Allah senin durumundan haberdardır. Sabret ve bunun bir imtihan olduğunu bil. Hayat tüm zorluklara rağmen güzeldir ve yaşamaya değerdir. Allah, kaldıramayacağın yükü sana yüklemez, bu bilinçte olursak ve çözüm arayışında olursak, inanın intihar gibi acı hadiseler yaşanmaz. Kaldı ki ailemizi, sevdiklerimizi üzmeye hakkımız da yok.
Bakıyorsunuz gencecik insanlar intihar ediyor. İnsanlar üzülüyor tabi ve bu olay malesef toplumda bir özentiye sebep oluyor. Sanki normal ve olağan bir durummuş gibi algılanmaya başlanıyor. Emanet olarak bize verilen bu hayata son vermeye yetkimiz yok ve dolayısıyla Allah herkesi bu hatayı yapmaktan uzak tutsun. Psikolojik sorun da yaşayabiliriz. Bu ayıp bir durum değil ki. Zaten yapılan araştırmada 3 kişiden biri anti depresan ilaç kullanıyor. Son 15 ile 20 yıl arasında bu sayı maalsef bu noktaya geldi. Tedavi olabilir ve yaşamımıza kaldığımız yerden devam edebiliriz.
Maalesef ilçemiz de tefecilik, bahis, intihar gibi nahoş kavramlarla anılmaya başlamış. Dinimizde sebep olmak da yapmak gibidir. Bu nedenle bu insanları bu yanlışlara iten de sorumludur ve vebali üstünedir. 20'li yaşlardaki bir gence faiz para verip senet imzalattırmak hiç ahlaki değildir ve bunun bir hesabı olacaktır; hem bu dünyada hem de ahirette. Evlatlarını onca sıkıntıyla yetiştirip büyüten insanları üzmek kimin haddine. Bu hakkı sen kendinde nasıl bulursun ey insan kılıklı, diye sormadan da edemiyoruz.
Aileler de bu anlamda bilinçli olmalıdır. Telafisi mümkün olmayan bir sona ulaşmadan, tedbir almalı ve en nihayetinde intihar gibi ağır bir olay yaşamaktansa evlatlarına gelip dertlerini anlatacak kadar müsamaha göstermelidir. Yani bir insan bir kararı aldığında artıları ve eksikleri kıyaslamalıdır. Ve ailesine, akrabalarına durumu anlatabilmelidir. Kişi o cesareti ve yolu ailesinde bulmalıdır. Aileler çok katı olmamalı ve yeni neslin hassas ruhi durumunu göz önünde tutmalıdır.
İntihar eylemi de bir süreçtir. Birey bunu önce tasarlar ve bu eyleme yönelik bazı belirtileri gösterir. Mesela sosyal medya, bu anlamda önemli bir ipucudur. Bakıyorsunuz sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarda ölümü, intiharı içeren paylaşımlar yapılıyorsa önlem alınabilir. O kişi ile ilgilenilmeli. Bazen insanlar sadece derdini dinleyecek birini arar. Ama malesef toplum olarak o kadar maddiyatçı olduk ki, yanı başımızdaki insanların sıkıntılarını göremez olduk. Vesile olan da yapan gibidir. Oturup, konuşmak, dertleşmek, o insanı yanlış bir şeyden alıkoymak, vesile olmak inanın zor değil.
Örneğin bir ara baktım henüz 18 yaşında bir hemşerimiz facebook hesabından ki kendisiyle çok samimi bile değildim. Abi sevdiğim kız benden ayrıldı, bunalımdayım, intiharın eşiğindeyim diye yazdı. Ben de hemen buluşalım, dedim. Dilimiz döndüğünce konuştuk ve Allah'ın inayetiyle vazgeçti intihar eyleminden. Dost, akraba, sırdaş diyebileceğimiz insanları biriktirmeliyiz. Bazen bir muhabbet bile ne hikmetlere sebep olabiliyor.
Velhasıl. Sıkıntımız ve derdimiz ne olursa olsun, gelip geçer. Bunalıma mı girdik. Gidip bir abdest alıp Rabbimizin huzuruna vararak dertleşelim ki derdimiz ne kadar büyük olursa olsun, Allah'ın gücünden, merhametinden büyük değildir, olamaz da. Veya bazı değişiklikler yapılabilir hayatımızda; mesela bir köy kır gezintisi, iş kolu değiştirme, şehir değiştirme gibi bazı hamlelerle içinde bulunulan ruhi bunalımdan kurtulabiliriz. Ama her şeye rağmen hayat güzeldir ve yaşamaya değerdir. Lütfen bu intihar gibi hiç hoş olmayan olayı aklımızdan bile geçirmeyelim ve sevdiklerimizi üzmeyelim.
Allah hepimizin yardımcısı olsun. O varsa gam yok. Ve inanın her şey düzelir. Yeter ki sabredelim ve inanalım. Allah ölümün de hayırlısını nasip etsin. İnşallah gerek ilçemizde gerekse herhangi bir yerden bir daha intihar vakası duymayız. Selâmetle...
NOT: Şayet bu tür bir olumsuzluk olursa paylaşmamakta fayda var; çünkü sonra sanki normal bir durummuş gibi algılanmaya başlıyor. Ve belki de özentiye sebep olabiliyor. Bu yüzden bu tür vakaları normal bir eylem gibi göstermemeye özen gösterelim.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kurtalangazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.