Malabadi köprüsünden bizim Başur çayına kadar uzanan güzel bir ova var. Hububat ekimi için muhteşem bir toprak yapısı var. Kurtalan ziraatı bu ovanının kara kuru toprağı üzerinden üretilen buğday, mercimek, arpa vb tahıl ürünlerinden oluşuyor.
Garzan Ovasında yaşayan her Kurtalanlı muhtemelen geçmiş bir dönemde özellikle de yaz aylarındaki tahıl biçme işlerinde çalışmıştır. O yaz mevsimindeki buğday ve diğer ürünlerin ekilip biçilmesindeki sıcaklık faktörü kaç kişiye neler yaşatmıştır ancak bunu yaşayan bilir.
Hakikaten Garzan ovasına Mereto Dağına çıkıp bakacak bir insan neredeyse köy merkezinde hariç genç arazide hiç ağacın olmadığını görecektir.
Acaba ağacın olmaması büyük bir eksiklik değil midir?
Hiç mi ağaç dikmeyi düşünen olmamıştır. Yüzbinlerce dönümlük bu ovada sayılı birkaç ağaç dışında hiç dikilmemiş olması gerçekten çok garip.
Muhakkak ki ağaç dikilmemesinin en önemli sebebi sulalama imkanının kısıtlığıdır. Ancak günümüzde her türlü zirai sulama imkanı, tangker vb su taşıma araçları çok yaygın.
Her halükarda herkesin her tarla başına bir ağaç dikme imkanı vardır. Ayrıca her tarla başında bir ağaç dikilmesine de ihtiyaç vardır.
Başkalarının belki de yüz yıl önce diktiği birkaç ağacın gölgesinde serinlemenin huzurunu biz de bizden sonraki neslimize yaşatıp hayır dualarını almak zorundayız.
Ağaç dikmek tarım alanını kısıtlamaz muhtemelen. Nasıl olsa araziler zaten bölünmüş ve her arazinin, tarlanın arasında ince sınırlar, sınır yerine geçen dokunulmaz bir çizgi veya hat vardır gerçekten. İşte bu tuğup dediğimiz sınırlarda herkes tarlasının, arazisinin içinde onlarca ağaç dikebilir. Belki de dikmeyi zorunlu hale getirmek lazım. Kendimizi buna zorlamalıyız. Ağaç dikmeyi görev olarak bilmeliyiz. Ağaç dikmenin hayır ve bereketi, güzelliği ve ferahlığı az bir şey değildir.
Bu konuda özellikle köylerde aracı olan, arazisi olan insanlara büyük görev düşüyor. Her şeyden önce bu ağaç dikmeyi kendisine dert edinmelidir.
Gerekirse Kurtalan Kaymakamlığı, Kurtalan Belediyesi bu konuda projeler geliştirip bu baharda hayata geçirmelidir.
Sayın köy muhtarlarımıza büyük görev düşüyor. Kaymakamlık belki de bu ağaç dikmeyi özendirse, yol gösterse, özel olarak köylere bu konuda bir bilgilendirme ve yönlendirme yazısı yazsa güzel olmaz mı?
Tarım ve Çevre müdürlükleri bu konuda öncü çalışmalar yapsa ne güzel olur.
Sayın Kaymakamımızın muhtarlarla yaptığı mutat toplantıların bir tanesini bu konuya ayırsa çok hayırlı olabilir. Veya bir toplantıda sayın muhtarlarımıza sayın Kaymakamımız bu konuda özel ricada bulunsa da hayırlı haberler alma şartını toplantıda dile getirse ne güzel olur.
Beş yıl sonra Garzan ovasının her dönümünde iki ağacın yükselmiş olduğunu hayal etmek hakkımız vardır.
Anasayfa
Yazarlar
Yahya Menak
Yazı Detayı
Bu yazı 889+ kez okundu.
GARZAN OVASINDA NEDEN AĞAÇ GÖRÜNMEZ
Malabadi köprüsünden bizim Başur çayına kadar uzanan güzel bir ova var. Hububat ekimi için muhteşem bir toprak yapısı var. Kurtalan ziraatı bu ovanının kara kuru toprağı üzerinden üretilen buğday, mercimek, arpa vb tahıl ürünlerinden oluşuyor. Garzan Ovasında yaşayan her Kurtalanlı muhtemelen geçmiş bir dönemde özellikle de yaz aylarındaki tahıl biçme işlerinde çalışmıştır. O yaz mevsimindeki buğday ve diğer ürünlerin ekilip biçilmesindeki sıcaklık faktörü kaç kişiye neler yaşatmıştır ancak bunu yaşayan bilir.Hakikaten Garzan ovasına Mereto Dağına çıkıp bakacak bir insan neredeyse köy merkezinde hariç genç arazide hiç ağacın olmadığını görecektir.Acaba ağacın olmaması büyük bir eksiklik değil midir?Hiç mi ağaç dikmeyi düşünen olmamıştır. Yüzbinlerce dönümlük bu ovada sayılı birkaç ağaç dışında hiç dikilmemiş olması gerçekten çok garip.Muhakkak ki ağaç dikilmemesinin en önemli sebebi sulalama imkanının kısıtlığıdır. Ancak günümüzde her türlü zirai sulama imkanı, tangker vb su taşıma araçları çok yaygın. Her halükarda herkesin her tarla başına bir ağaç dikme imkanı vardır. Ayrıca her tarla başında bir ağaç dikilmesine de ihtiyaç vardır. Başkalarının belki de yüz yıl önce diktiği birkaç ağacın gölgesinde serinlemenin huzurunu biz de bizden sonraki neslimize yaşatıp hayır dualarını almak zorundayız.Ağaç dikmek tarım alanını kısıtlamaz muhtemelen. Nasıl olsa araziler zaten bölünmüş ve her arazinin, tarlanın arasında ince sınırlar, sınır yerine geçen dokunulmaz bir çizgi veya hat vardır gerçekten. İşte bu tuğup dediğimiz sınırlarda herkes tarlasının, arazisinin içinde onlarca ağaç dikebilir. Belki de dikmeyi zorunlu hale getirmek lazım. Kendimizi buna zorlamalıyız. Ağaç dikmeyi görev olarak bilmeliyiz. Ağaç dikmenin hayır ve bereketi, güzelliği ve ferahlığı az bir şey değildir.Bu konuda özellikle köylerde aracı olan, arazisi olan insanlara büyük görev düşüyor. Her şeyden önce bu ağaç dikmeyi kendisine dert edinmelidir.Gerekirse Kurtalan Kaymakamlığı, Kurtalan Belediyesi bu konuda projeler geliştirip bu baharda hayata geçirmelidir.Sayın köy muhtarlarımıza büyük görev düşüyor. Kaymakamlık belki de bu ağaç dikmeyi özendirse, yol gösterse, özel olarak köylere bu konuda bir bilgilendirme ve yönlendirme yazısı yazsa güzel olmaz mı?Tarım ve Çevre müdürlükleri bu konuda öncü çalışmalar yapsa ne güzel olur.Sayın Kaymakamımızın muhtarlarla yaptığı mutat toplantıların bir tanesini bu konuya ayırsa çok hayırlı olabilir. Veya bir toplantıda sayın muhtarlarımıza sayın Kaymakamımız bu konuda özel ricada bulunsa da hayırlı haberler alma şartını toplantıda dile getirse ne güzel olur.Beş yıl sonra Garzan ovasının her dönümünde iki ağacın yükselmiş olduğunu hayal etmek hakkımız vardır.
Ekleme
Tarihi: 07 Ekim 2020 - Çarşamba
GARZAN OVASINDA NEDEN AĞAÇ GÖRÜNMEZ
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.