Kurtalan'da Eğitimin Acı Gerçeği: LGS Öncesi Ayrımcılık ve Reklam Arayışı

Eğitim sistemi, çocukların potansiyelini ortaya çıkartmak ve herkes için eşit fırsatlar yaratmak üzerine kuruludur. Ancak Kurtalan'daki bazı okullar, LGS öncesinde bu idealden uzaklaşarak öğrenciler arasında ayrımcı bir tutum sergiliyor.

Birincilik elde etmek için yapılan bu uygulamalar, sadece öğrenciler üzerinde değil, eğitim sistemine duyulan güven üzerinde de olumsuz etkiler bırakıyor. Bu durum, hem ebeveynler hem de öğrenciler tarafından derin bir çaresizlikle karşılanıyor. Kurtalan'daki bazı okullarda, belirli öğrencilere yönelik aşırı bir ilgi ve özen görülürken, diğer öğrenciler adeta yok sayılıyor. Okul yönetimlerinin ve öğretmenlerin odaklandığı tek şey, öğrencilerini şampiyon yapmak. Ancak bu şampiyonluk arayışı, eğitim ilkelerini tamamen hiçe sayarak, sadece belirli bir kesime hizmet eden bir sisteme dönüşmüş durumda. Bazı okullarda, "parıltılı" olarak tanımlanan öğrenciler seçilerek, özel sınıflar oluşturuluyor ve bu öğrencilere maksimum destek sağlanıyor. Bu sınıflardaki öğretmenler, sorularını anında çözerken, geri kalan öğrenciler çoğu zaman sorularını sorduklarında geri çevriliyor. Oysa okullarda, tüm öğrencilere eşit davranılması temel prensiptir. Orta düzey öğrenciler bu ayrım nedeniyle hem psikolojik hem akademik olarak ciddi zorluklar yaşamaktadır. Derslere olan ilgilerini kaybetmekte, kendilerine duydukları güven ise sarsılmaktadır. Kurtalan ilçe milli eğitim müdürlüğünün bu sorunlardan haberdar olmaması mümkün değildir. Ancak yeterli önlem alınmaması, sistemdeki sorunları gün üzerine çıkartıyor. Her bir öğrencinin haklarının korunması için okul yöneticilerinin bu konudaki sorumluluklarını hatırlamaları gerekiyor. Eğitim sırf bir "reklam arayışı" ya da "birincilik yarışı" değil, tüm öğrenciler için adaletli ve kapsayıcı bir sistem olmalıdır. Kurtalan'daki bu yaklaşım, çocukların geleceğini tehlikeye atmakta, eğitim sistemine duyulan güveni zedelemektedir. Bu tür ayrımcılıklar bir an önce sona erdirilmelidir. Öğrencilere fırsat eşitliği sağlanarak, eğitimde adalet ilkesi benimsenmelidir. Kendi öğrencileri için ayrımcılığı bir yöntem olarak benimseyen öğretmenler, çocuklarının aynı duruma maruz kaldığında nasıl bir tepki vereceklerini düşünmelidir. Bu açıdan bakıldığında, eğitimde adaletsiz uygulamalara son verilmesi hem öğrencilerin psikolojik sağlığı hem de toplumun geleceği için hayati öneme sahiptir.   (Abdurrahman BİNAY)