YÖK Başkanı Özvar, Dicle Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuştu:

Güncel 21.10.2024 - 15:00, Güncelleme: 21.10.2024 - 15:13 941 kez okundu.
 

YÖK Başkanı Özvar, Dicle Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuştu:

- "Doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelerimize akredite programa sahip olma şartı getirdik. Benzer şekilde, önümüzdeki dönemde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi birimlerin kurulmasını da akreditasyon şartına bağlamak üzere Kurulumuzca bir çalışmanın yürütüldüğünü ve uygulamaya ö nümüzdeki dönemden itibaren başlayacağımızı bilhassa vurgulamak isterim"
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelerimize akredite programa sahip olma şartı getirdik. Benzer şekilde, önümüzdeki dönemde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi birimlerin kurulmasını da akreditasyon şartına bağlamak üzere Kurulumuzca bir çalışmanın yürütüldüğünü ve uygulamaya önümüzdeki dönemden itibaren başlayacağımızı bilhassa vurgulamak isterim." dedi. Dicle Üniversitesi (DÜ) 15 Temmuz Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde, şehitler ve 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. DÜ tanıtım filminin gösteriminin yapıldığı programda, DÜ Devlet Konservatuarı öğrenci ve öğretim görevlileri tarafından katılımcılara müzik dinletisi sunuldu. Özvar, törende yaptığı konuşmada, Diyarbakır'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, 2024-2025 Akademik Yılı'nın tüm öğrenciler, akademisyenler ve idari personel için hayırlı olmasını diledi. Üniversiteleri, araştırma, proje, bilimsel çalışma, nitelikli akademik yayın, sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk ve diğer alanlarda kendilerini geliştirmelerinin yanında güçlü yönlerini öne çıkaracak şekilde ihtisaslaşması ve farklılaşması yönünde teşvik ettiklerini ve desteklediklerini bildiren Özvar, üniversitelerin temel stratejisi olarak önlerine, diğer üniversitelerle farklılaşabileceği güçlü yönleri almasını desteklediklerini belirtti. Bu bağlamda, "Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı", "Araştırma Üniversiteleri Programı", "Araştırma Üniversiteleri Aday İzleme Programı", "Öncelikli Bilim Alanlarında Uzmanlaşan Üniversiteler Programı", "Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Projesi", "Spor Dostu Kampüs Projesi" gibi çok sayıda program ve projeyi aktif bir şekilde uyguladıklarını ifade eden Özvar, sözlerini şöyle sürdürdü: "DÜ'nün de bu projelere dahil olmasını istiyorum. Üniversitemizin ve Diyarbakır'ın sahip olduğu kapasite göz önüne alındığında bunun gerçekleşmesinin önünde herhangi bir engel olduğunu düşünmüyorum. Kısa bir süre önce, Kurulumuz tarafından 2024 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu raporda, DÜ öğrencilerinin gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleri, öğrencilerin yaptığı endüstriyel ve sektörel proje, faydalanılan TÜBİTAK bursu, uluslararası değişim programları kapsamında gelen ve giden öğretim elemanı sayısı gibi başlıklarda başarılı bir performans gösterdiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Özellikle öğrencilerimizin katılımının ölçüldüğü başlıklarda üniversitemizin öne çıktığını memnuniyetle görüyoruz. Bu durum, öğrencilerimizin sosyal sorumluluk ve bilimsel projelere katılım konusunda ne kadar istekli olduklarını göstermesi bakımından çok sevindirici bir gelişmedir. Bu bakımdan öğrencilerimizi ve onları destekleyen hocalarımızı kutluyorum." Başarılı göstergeler için memnuniyet duyduklarını, üniversitelere ilişkin değerlendirmeleri veriye dayalı ve kanıtlanabilir ölçütler üzerinden gerçekleştirdiklerine işaret eden Özvar, öğrencilere de çeşitli tavsiyelerde bulundu. YÖK Başkanı Özvar, yükseköğretim sisteminin gelecekte küresel ve bölgesel rekabet gücünü artırılabilmesi ve sürdürebilmesi için "erişilebilirlik ve kapsayıcılık", "kalite, üretkenlik ve mükemmellik", "araştırma ve yenilikçilik", "uluslararasılaşma" ve "istihdama duyarlılık ve hayat boyu öğrenme" olmak üzere beş stratejik hedef belirlediklerini aktararak, şöyle devam etti: "Yükseköğretimde erişilebilir ve kapsayıcılık başlığı altında ele aldığımız ilk stratejik hedefimizin özünü, ülkemizin tüm kesimleri için nitelikli yükseköğretime adil erişimi sağlama anlayışı oluşturmaktadır. Mevcut durumda her yıl 1 milyonu aşan üniversite kontenjanlarıyla yeni öğrencilerimiz için yükseköğrenim imkanı sunmaktayız. Ayrıca şehit ve gazi yakınları, depremzedeler ve 34 yaş üstü kadınlar için genel kontenjanlar dışında fazladan kontenjan tahsis ediyor, engelli vatandaşlarımız için üniversite hayatını kolaylaştırıcı önemli tedbirleri hayata geçiriyoruz. Yükseköğretimde araştırma ve yenilikçiliğe ilişkin hedefimiz Türkiye'yi küresel etkiye sahip bir araştırma ve yenilik merkezi haline getirmektir. Her üniversitemizin bünyesinde inşa edeceği mükemmeliyet merkezleriyle dünya birim ve araştırma geleneğine fevkalade önemli katkılar sunabileceğimizi ve sunmaya başladığımızı da bu vesileyle ifade etmek isterim. Araştırma Üniversiteleri Programı dahil ihtisaslaşma ve misyon farklılaşması odaklı programlarımız ve uyguladığımız destek programları tam da bu amaca hizmet etmektedir. Yükseköğretimde kalite, üretkenlik ve mükemmelliğin sağlanmasına ilişkin olarak yükseköğretim kurumlarımızın kalite süreçlerini tamamlamayı, akademik standartlarını ve çıktılarını dünyanın en iyileri arasına taşımayı hedefliyoruz. Kurumsal akreditasyonların yanında üniversitelerimizde program akreditasyonlarını güçlü bir şekilde teşvik ediyor ve destekliyoruz. Bu anlayışımızın bir tezahürü olarak, doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelerimize akredite programa sahip olma şartı getirdik. Benzer şekilde, önümüzdeki dönemde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi birimlerin kurulmasını da akreditasyon şartına bağlamak üzere Kurulumuzca bir çalışmanın yürütüldüğünü ve uygulamaya önümüzdeki dönemden itibaren başlayacağımızı bilhassa vurgulamak isterim." - Uluslararası öğrenci sayısının artırılması hedefleniyor Türk yükseköğretimini bölgesel ve küresel ölçekte akademik ve öğrenim hareketliliğinin ve etkileşiminin odaklarından biri haline getirmenin uluslararasılaşma hedefinin temelini oluşturduğunu anlatan Özvar, ülkede uluslararası öğrenci sayısının artmaya devam ettiğini, şu anda uluslararası öğrenci sayısının yaklaşık 200 ülkeden 340 bine ulaştığını, bu sayıyı 500 bine çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi. Özvar, "Uluslararasılaşmayı üniversitelerimize uluslararası saygınlığı, itibarı olan öğretim elemanlarının da birer cazibe olarak görüp üniversitelerimize gelmeleri ve oralarda araştırma ve çalışmalara katılması uluslararasılaşmanın ikinci önemli ayağını oluşturmaktadır. Uluslararasılaşmanın üçüncü boyutu ise bizim öğretim elemanlarımızın uluslararası yüksek öğretim kurumlarına, araştırma merkezlerine gidebilmesi, oralara doğru hareketlenmesidir. Bu da uluslararası etkileşimi artıracak ve üniversitelerimizde çalışan hocalarımızın uluslararası projeleri ve çalışmaları artacaktır." ifadelerini kullandı. İstihdama duyarlılık ve hayat boyu öğrenmede hedeflerinin yükseköğretim programlarına istihdama duyarlı ve sektörle sürekli etkileşimli bir biçim vermek, sürekli öğrenme ve uyum kültürünü geliştirmek ve yaymak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özvar, son dönemde mikro yeterlilikler alanının ön plana çıktığını bildirdi. Özvar, şu bilgileri paylaştı: "Şu anda bunun uygulama esaslarına yönelik kapsamlı bir çalışma hayata geçirdiğimizi sizlerle paylaşmak isterim. Mikro yeterlilikler konusunda Avrupa'da şu anda en önde olan ülkelerden biri Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarıdır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığıyla yaptığımız protokollerle üniversitelerimizin seçimlik ders havuzlarına mikro yeterlilikler çerçevesinde çağın gereklerini karşılayan, iş dünyasına yönelik dersler yerleştirdik. Üniversitelerimizden pek çoğu şu anda bu ders havuzlarından istifade etmek suretiyle sözüne ettiğimiz Bakanlıkların ürettiği dersleri öğrencilerimize sunuyor. Bu mikro yeterlilikler konusunda bu sene zannediyorum Avrupa'da da atılmış ilk büyük adımlardan biridir." Özvar, önümüzdeki dönemde mikro yeterlilikler konusunu çok daha ileri noktaya taşıyacaklarını vurguladı. Yeşil beceriler konusunda bilinçli bir gençlik yetiştirmek, üniversitelerin daha yeşil, verimli ve sosyal sorumluk üstlenen kampüslere sahip olmasını desteklemek adına Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Projesi'ni hayata geçirdiklerini, ilk etapta 11 üniversite kampüsünün bu projede yer aldığına işaret eden Özvar, bu projeyle, kampüslerde enerji verimliliğini artırmayı, su kaynaklarını korumayı, atık idaresini optimize etmeyi ve karbon ayak izini azaltmayı hedeflediklerini söyledi. Günümüzde dijital dönüşümün çalışma hayatını köklü bir şekilde değiştirdiğini kaydeden YÖK Başkanı Özvar, konuşmasını şöyle tamamladı: "Yapay zeka, büyük veri, bulut bilişim ve nesnelerin interneti gibi teknolojiler, günümüzde iş yapma şekillerimizi yeniden tanımlıyor. Dijital beceriler artık neredeyse her sektörde gereklilik halini almaktadır. Buna paralel olarak bilgisayar programlama, veri analizi, siber güvenlik ve dijital pazarlama gibi alanlar, hızla dijitalleşen dünyada ön plana çıkıyor. Dijitalleşmenin getirdiği bu yenilikler, bir yandan iş süreçlerini daha verimli hale getirirken, diğer yandan da yeni iş kollarının doğmasına zemin hazırlıyor. Ancak bu değişim, yalnızca teknik bilgiye sahip olmayı değil, aynı zamanda bu teknolojileri etkin bir şekilde kullanabilme becerisini de gerektiriyor. Dolayısıyla, dijital becerilere sahip olan bireyler, gelecekte rekabet avantajını elinde tutacaktır. Siber güvenlik ve yapay zeka alanları başta olmak üzere dijital teknolojilere yönelik yürüttüğümüz çalışmalar ve açtığımız programlar dijital beceriler konusunda genel bir farkındalık oluşturduğunu memnuniyetle müşahede etmekteyiz." - "Diyarbakır'ın Türkiye ve uluslararası alanda tanıtıma ihtiyacı var" Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu da üniversitelerin öğrencilerin entelektüel gelişimlerine katkı sağlayan, yenilikçi, yeni fikirlerin ve akımların doğmasına zemin hazırlayan, aynı zamanda toplumu değiştiren ve toplumu dönüştüren fonksiyonlarının çok kıymetli olduğunu belirtti. Kentin tarihinin önemine ve yetiştirdiği bilim insanları, şair ve yazarlarına işaret eden Zorluoğlu, "Doğrusu vali olarak bu şehre atanana kadar bu zenginliklerin birçoğundan benim de haberim olmadığını itiraf edeyim. Bu da bizim Diyarbakır'ın tanıtılması noktasına götürüyor ve Diyarbakır'ın hem Türkiye'de hem uluslararası alanda daha çok bu manada tanıtmaya ihtiyaç duymayı ortaya koyuyor. İnşallah bu dönemde üniversitemizin gücünü de arkamıza alarak Diyarbakır'ımızı tanıtım stratejisi ve eylem planını da kısa sürede hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı. DÜ Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat ise üniversitenin 2024 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı yerleştirme sonuçlarına göre, genel doluluk oranının yüzde 99, meslek yüksekokullarında da yüzde 100 olduğunu belirterek, üniversitenin geçen yıllar içerisinde sadece bölgeye hizmet veren bir üniversite olmakla kalmadığını, uluslararası alanda da gösterdiği başarılarla gücüne güç kattığını söyledi. DÜ'nün bünyesinde, öğrencilerin ve akademisyenlerin A'dan Z'ye ihtiyaç duyacakları tüm olanakların olduğu modern yapılara sahip 17 fakülte, teknik donanımlara sahip 12 meslek yüksekokulu, 3 yüksekokul, 1 konservatuar, 4 enstitü, Uygulama ve Araştırma Merkezleri, Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Çocuk Hastanesi, Yanık Merkezi, Ortadoğu'nun en büyük Kalp Hastanesi, tüm Türkiye'ye örnek olan ve ilk kez hastane binasından bağımsız inşa edilen Acil Travmatoloji Kompleksi ile bilimsel ve akademik anlamda uluslararası yetkinlikte bir üniversite olduğunu anlatan Eronat, dünyanın ulaştığı bilgi düzeyi ve teknolojideki gelişim aşamalarını takip ettiklerini bildirdi. Üniversitedeki çalışmaları ve verdikleri hizmetleri aktaran Eronat, "Üniversitemiz, evrensel değerleri temel alarak yaptığı eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetleriyle her alanda yetkin, yaratıcı, girişimci, ahlakı değer ve toplumsal sorumluluk sahibi üstün nitelikli bireyler yetiştirmeyi, topluma ve çevreye duyarlı yüksek nitelikli bilimsel ve kültürel çalışmalar yapmayı ve insanlığın yararına sunmayı görev edinmiştir." dedi. Programa, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, Bağlar Kaymakamı İsmail Pendik, Sur Kaymakamı Asım Solak, 37 üniversitenin rektörü, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. (AA)
- "Doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelerimize akredite programa sahip olma şartı getirdik. Benzer şekilde, önümüzdeki dönemde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi birimlerin kurulmasını da akreditasyon şartına bağlamak üzere Kurulumuzca bir çalışmanın yürütüldüğünü ve uygulamaya ö nümüzdeki dönemden itibaren başlayacağımızı bilhassa vurgulamak isterim"

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelerimize akredite programa sahip olma şartı getirdik. Benzer şekilde, önümüzdeki dönemde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi birimlerin kurulmasını da akreditasyon şartına bağlamak üzere Kurulumuzca bir çalışmanın yürütüldüğünü ve uygulamaya önümüzdeki dönemden itibaren başlayacağımızı bilhassa vurgulamak isterim." dedi.

Dicle Üniversitesi (DÜ) 15 Temmuz Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni'nde, şehitler ve 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. DÜ tanıtım filminin gösteriminin yapıldığı programda, DÜ Devlet Konservatuarı öğrenci ve öğretim görevlileri tarafından katılımcılara müzik dinletisi sunuldu.

Özvar, törende yaptığı konuşmada, Diyarbakır'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, 2024-2025 Akademik Yılı'nın tüm öğrenciler, akademisyenler ve idari personel için hayırlı olmasını diledi.

Üniversiteleri, araştırma, proje, bilimsel çalışma, nitelikli akademik yayın, sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk ve diğer alanlarda kendilerini geliştirmelerinin yanında güçlü yönlerini öne çıkaracak şekilde ihtisaslaşması ve farklılaşması yönünde teşvik ettiklerini ve desteklediklerini bildiren Özvar, üniversitelerin temel stratejisi olarak önlerine, diğer üniversitelerle farklılaşabileceği güçlü yönleri almasını desteklediklerini belirtti.

Bu bağlamda, "Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı", "Araştırma Üniversiteleri Programı", "Araştırma Üniversiteleri Aday İzleme Programı", "Öncelikli Bilim Alanlarında Uzmanlaşan Üniversiteler Programı", "Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Projesi", "Spor Dostu Kampüs Projesi" gibi çok sayıda program ve projeyi aktif bir şekilde uyguladıklarını ifade eden Özvar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"DÜ'nün de bu projelere dahil olmasını istiyorum. Üniversitemizin ve Diyarbakır'ın sahip olduğu kapasite göz önüne alındığında bunun gerçekleşmesinin önünde herhangi bir engel olduğunu düşünmüyorum. Kısa bir süre önce, Kurulumuz tarafından 2024 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu raporda, DÜ öğrencilerinin gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projeleri, öğrencilerin yaptığı endüstriyel ve sektörel proje, faydalanılan TÜBİTAK bursu, uluslararası değişim programları kapsamında gelen ve giden öğretim elemanı sayısı gibi başlıklarda başarılı bir performans gösterdiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Özellikle öğrencilerimizin katılımının ölçüldüğü başlıklarda üniversitemizin öne çıktığını memnuniyetle görüyoruz. Bu durum, öğrencilerimizin sosyal sorumluluk ve bilimsel projelere katılım konusunda ne kadar istekli olduklarını göstermesi bakımından çok sevindirici bir gelişmedir. Bu bakımdan öğrencilerimizi ve onları destekleyen hocalarımızı kutluyorum."

Başarılı göstergeler için memnuniyet duyduklarını, üniversitelere ilişkin değerlendirmeleri veriye dayalı ve kanıtlanabilir ölçütler üzerinden gerçekleştirdiklerine işaret eden Özvar, öğrencilere de çeşitli tavsiyelerde bulundu.

YÖK Başkanı Özvar, yükseköğretim sisteminin gelecekte küresel ve bölgesel rekabet gücünü artırılabilmesi ve sürdürebilmesi için "erişilebilirlik ve kapsayıcılık", "kalite, üretkenlik ve mükemmellik", "araştırma ve yenilikçilik", "uluslararasılaşma" ve "istihdama duyarlılık ve hayat boyu öğrenme" olmak üzere beş stratejik hedef belirlediklerini aktararak, şöyle devam etti:

"Yükseköğretimde erişilebilir ve kapsayıcılık başlığı altında ele aldığımız ilk stratejik hedefimizin özünü, ülkemizin tüm kesimleri için nitelikli yükseköğretime adil erişimi sağlama anlayışı oluşturmaktadır. Mevcut durumda her yıl 1 milyonu aşan üniversite kontenjanlarıyla yeni öğrencilerimiz için yükseköğrenim imkanı sunmaktayız. Ayrıca şehit ve gazi yakınları, depremzedeler ve 34 yaş üstü kadınlar için genel kontenjanlar dışında fazladan kontenjan tahsis ediyor, engelli vatandaşlarımız için üniversite hayatını kolaylaştırıcı önemli tedbirleri hayata geçiriyoruz.

Yükseköğretimde araştırma ve yenilikçiliğe ilişkin hedefimiz Türkiye'yi küresel etkiye sahip bir araştırma ve yenilik merkezi haline getirmektir. Her üniversitemizin bünyesinde inşa edeceği mükemmeliyet merkezleriyle dünya birim ve araştırma geleneğine fevkalade önemli katkılar sunabileceğimizi ve sunmaya başladığımızı da bu vesileyle ifade etmek isterim. Araştırma Üniversiteleri Programı dahil ihtisaslaşma ve misyon farklılaşması odaklı programlarımız ve uyguladığımız destek programları tam da bu amaca hizmet etmektedir. Yükseköğretimde kalite, üretkenlik ve mükemmelliğin sağlanmasına ilişkin olarak yükseköğretim kurumlarımızın kalite süreçlerini tamamlamayı, akademik standartlarını ve çıktılarını dünyanın en iyileri arasına taşımayı hedefliyoruz.

Kurumsal akreditasyonların yanında üniversitelerimizde program akreditasyonlarını güçlü bir şekilde teşvik ediyor ve destekliyoruz. Bu anlayışımızın bir tezahürü olarak, doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelerimize akredite programa sahip olma şartı getirdik. Benzer şekilde, önümüzdeki dönemde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi birimlerin kurulmasını da akreditasyon şartına bağlamak üzere Kurulumuzca bir çalışmanın yürütüldüğünü ve uygulamaya önümüzdeki dönemden itibaren başlayacağımızı bilhassa vurgulamak isterim."

- Uluslararası öğrenci sayısının artırılması hedefleniyor

Türk yükseköğretimini bölgesel ve küresel ölçekte akademik ve öğrenim hareketliliğinin ve etkileşiminin odaklarından biri haline getirmenin uluslararasılaşma hedefinin temelini oluşturduğunu anlatan Özvar, ülkede uluslararası öğrenci sayısının artmaya devam ettiğini, şu anda uluslararası öğrenci sayısının yaklaşık 200 ülkeden 340 bine ulaştığını, bu sayıyı 500 bine çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.

Özvar, "Uluslararasılaşmayı üniversitelerimize uluslararası saygınlığı, itibarı olan öğretim elemanlarının da birer cazibe olarak görüp üniversitelerimize gelmeleri ve oralarda araştırma ve çalışmalara katılması uluslararasılaşmanın ikinci önemli ayağını oluşturmaktadır. Uluslararasılaşmanın üçüncü boyutu ise bizim öğretim elemanlarımızın uluslararası yüksek öğretim kurumlarına, araştırma merkezlerine gidebilmesi, oralara doğru hareketlenmesidir. Bu da uluslararası etkileşimi artıracak ve üniversitelerimizde çalışan hocalarımızın uluslararası projeleri ve çalışmaları artacaktır." ifadelerini kullandı.

İstihdama duyarlılık ve hayat boyu öğrenmede hedeflerinin yükseköğretim programlarına istihdama duyarlı ve sektörle sürekli etkileşimli bir biçim vermek, sürekli öğrenme ve uyum kültürünü geliştirmek ve yaymak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özvar, son dönemde mikro yeterlilikler alanının ön plana çıktığını bildirdi.

Özvar, şu bilgileri paylaştı:

"Şu anda bunun uygulama esaslarına yönelik kapsamlı bir çalışma hayata geçirdiğimizi sizlerle paylaşmak isterim. Mikro yeterlilikler konusunda Avrupa'da şu anda en önde olan ülkelerden biri Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarıdır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığıyla yaptığımız protokollerle üniversitelerimizin seçimlik ders havuzlarına mikro yeterlilikler çerçevesinde çağın gereklerini karşılayan, iş dünyasına yönelik dersler yerleştirdik. Üniversitelerimizden pek çoğu şu anda bu ders havuzlarından istifade etmek suretiyle sözüne ettiğimiz Bakanlıkların ürettiği dersleri öğrencilerimize sunuyor. Bu mikro yeterlilikler konusunda bu sene zannediyorum Avrupa'da da atılmış ilk büyük adımlardan biridir."

Özvar, önümüzdeki dönemde mikro yeterlilikler konusunu çok daha ileri noktaya taşıyacaklarını vurguladı.

Yeşil beceriler konusunda bilinçli bir gençlik yetiştirmek, üniversitelerin daha yeşil, verimli ve sosyal sorumluk üstlenen kampüslere sahip olmasını desteklemek adına Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Projesi'ni hayata geçirdiklerini, ilk etapta 11 üniversite kampüsünün bu projede yer aldığına işaret eden Özvar, bu projeyle, kampüslerde enerji verimliliğini artırmayı, su kaynaklarını korumayı, atık idaresini optimize etmeyi ve karbon ayak izini azaltmayı hedeflediklerini söyledi.

Günümüzde dijital dönüşümün çalışma hayatını köklü bir şekilde değiştirdiğini kaydeden YÖK Başkanı Özvar, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Yapay zeka, büyük veri, bulut bilişim ve nesnelerin interneti gibi teknolojiler, günümüzde iş yapma şekillerimizi yeniden tanımlıyor. Dijital beceriler artık neredeyse her sektörde gereklilik halini almaktadır. Buna paralel olarak bilgisayar programlama, veri analizi, siber güvenlik ve dijital pazarlama gibi alanlar, hızla dijitalleşen dünyada ön plana çıkıyor. Dijitalleşmenin getirdiği bu yenilikler, bir yandan iş süreçlerini daha verimli hale getirirken, diğer yandan da yeni iş kollarının doğmasına zemin hazırlıyor. Ancak bu değişim, yalnızca teknik bilgiye sahip olmayı değil, aynı zamanda bu teknolojileri etkin bir şekilde kullanabilme becerisini de gerektiriyor. Dolayısıyla, dijital becerilere sahip olan bireyler, gelecekte rekabet avantajını elinde tutacaktır. Siber güvenlik ve yapay zeka alanları başta olmak üzere dijital teknolojilere yönelik yürüttüğümüz çalışmalar ve açtığımız programlar dijital beceriler konusunda genel bir farkındalık oluşturduğunu memnuniyetle müşahede etmekteyiz."

- "Diyarbakır'ın Türkiye ve uluslararası alanda tanıtıma ihtiyacı var"

Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu da üniversitelerin öğrencilerin entelektüel gelişimlerine katkı sağlayan, yenilikçi, yeni fikirlerin ve akımların doğmasına zemin hazırlayan, aynı zamanda toplumu değiştiren ve toplumu dönüştüren fonksiyonlarının çok kıymetli olduğunu belirtti.

Kentin tarihinin önemine ve yetiştirdiği bilim insanları, şair ve yazarlarına işaret eden Zorluoğlu, "Doğrusu vali olarak bu şehre atanana kadar bu zenginliklerin birçoğundan benim de haberim olmadığını itiraf edeyim. Bu da bizim Diyarbakır'ın tanıtılması noktasına götürüyor ve Diyarbakır'ın hem Türkiye'de hem uluslararası alanda daha çok bu manada tanıtmaya ihtiyaç duymayı ortaya koyuyor. İnşallah bu dönemde üniversitemizin gücünü de arkamıza alarak Diyarbakır'ımızı tanıtım stratejisi ve eylem planını da kısa sürede hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı.

DÜ Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat ise üniversitenin 2024 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı yerleştirme sonuçlarına göre, genel doluluk oranının yüzde 99, meslek yüksekokullarında da yüzde 100 olduğunu belirterek, üniversitenin geçen yıllar içerisinde sadece bölgeye hizmet veren bir üniversite olmakla kalmadığını, uluslararası alanda da gösterdiği başarılarla gücüne güç kattığını söyledi.

DÜ'nün bünyesinde, öğrencilerin ve akademisyenlerin A'dan Z'ye ihtiyaç duyacakları tüm olanakların olduğu modern yapılara sahip 17 fakülte, teknik donanımlara sahip 12 meslek yüksekokulu, 3 yüksekokul, 1 konservatuar, 4 enstitü, Uygulama ve Araştırma Merkezleri, Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Onkoloji Hastanesi, Çocuk Hastanesi, Yanık Merkezi, Ortadoğu'nun en büyük Kalp Hastanesi, tüm Türkiye'ye örnek olan ve ilk kez hastane binasından bağımsız inşa edilen Acil Travmatoloji Kompleksi ile bilimsel ve akademik anlamda uluslararası yetkinlikte bir üniversite olduğunu anlatan Eronat, dünyanın ulaştığı bilgi düzeyi ve teknolojideki gelişim aşamalarını takip ettiklerini bildirdi.

Üniversitedeki çalışmaları ve verdikleri hizmetleri aktaran Eronat, "Üniversitemiz, evrensel değerleri temel alarak yaptığı eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetleriyle her alanda yetkin, yaratıcı, girişimci, ahlakı değer ve toplumsal sorumluluk sahibi üstün nitelikli bireyler yetiştirmeyi, topluma ve çevreye duyarlı yüksek nitelikli bilimsel ve kültürel çalışmalar yapmayı ve insanlığın yararına sunmayı görev edinmiştir." dedi.

Programa, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Çelenk, Bağlar Kaymakamı İsmail Pendik, Sur Kaymakamı Asım Solak, 37 üniversitenin rektörü, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

(AA)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kurtalangazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.